بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَآ أَضَلَّنَآ إِلَّا ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٩٩

Ve bizi hep o mücrimler şaşırtmıştı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve bizi suçlulardan başka da saptıran olmamıştı.

– İbni Kesir

“Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.”

– Diyanet İşleri

«Bizi o mücrimlerden başkası sapdırmadı».

– Hasan Basri Çantay

Bizi ağır suçlular yoldan çıkarmışlardır.

– Seyyid Kutub

فَمَا لَنَا مِن شَٰفِعِينَ ١٠٠

Bak şimdi bizim için ne şefaatciler var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şimdi bize şefaat eden kimse yoktur.

– İbni Kesir

“İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.”

– Diyanet İşleri

Artık bizim için ne şefaatçiler (den bir kimse),

– Hasan Basri Çantay

Şimdi bizim bir şefaatçimiz yok.

– Seyyid Kutub

وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٖ ١٠١

Ne de yakın bir sadîk.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sıcak bir dostumuz da yoktur.

– İbni Kesir

“Candan bir dostumuz da yok.”

– Diyanet İşleri

«ne de candan bir dost yok».

– Hasan Basri Çantay

Cana yakın bir dostumuz da yok.

– Seyyid Kutub

فَلَوۡ أَنَّ لَنَا كَرَّةٗ فَنَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١٠٢

Bari bizim için geriye bir dönmek olsa idi de mü'minlerden olsa idik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Keşki bizim için geri dönüş olsa da, mü'minlerden olsak.

– İbni Kesir

“Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

– Diyanet İşleri

«Bizim için hakıykaten bir geri dönüş olsaydı da biz de mü'minlerden olsaydık».

– Hasan Basri Çantay

Ah keşki, bir daha dünyaya dönebilsek de mü'minlerden olsak.

– Seyyid Kutub

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٠٣

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

– İbni Kesir

Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki bunda mutlak bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

– Hasan Basri Çantay

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٠٤

Ve şüphesiz ki Rabbin O öyle Azîz öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki Rabbın, elbette o; Aziz'dir, Rahim'dir.

– İbni Kesir

Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.

– Diyanet İşleri

Senin Rabbin, muhakkak ki O, mutlak gaalibdir, çok esirgeyicidir.

– Hasan Basri Çantay

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

كَذَّبَتۡ قَوۡمُ نُوحٍ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٠٥

Nuh kavmi gönderilen Resuller’i tekzib etti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nuh'un kavmi de peygamberleri yalanladı.

– İbni Kesir

Nûh’un kavmi de Peygamberleri yalanladı.

– Diyanet İşleri

Nuuh kavmi gönderilen (peygamber) leri tekzîb etdi.

– Hasan Basri Çantay

Nuh'un soydaşları peygamberlerini yalanladılar.

– Seyyid Kutub

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٠٦

O vakit ki kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: siz Allah’dan korkmaz mısınız ?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani onlara kardeşleri Nuh demişti ki: Siz sakınmaz mısınız?

– İbni Kesir

Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”

– Diyanet İşleri

Hani biraderleri Nuuh onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi,

– Hasan Basri Çantay

Hani kardeşleri Nuh, onlara dedi ki, Siz hiç Allah'tan korkmaz mısınız?

– Seyyid Kutub

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٠٧

Haberiniz olsun ben size gönderilmiş bir Resulüm, bir eminim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki ben, size emin bir peygamberim.

– İbni Kesir

“Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”

– Diyanet İşleri

«Şübhesiz ben size gönderilmiş emîn bir peygamberim».

– Hasan Basri Çantay

Ben size gönderilmiş, güvenilir bir Allah elçisiyim.

– Seyyid Kutub

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٠٨

Gelin Allah’dan korkun, bana itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Artık Allah'tan korkun da bana itaat edin.

– İbni Kesir

“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”

– Diyanet İşleri

«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».

– Hasan Basri Çantay

Öyleyse Allah'tan korkunuz ve çağrıma uyunuz.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٠٩

Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum, benim ecrim ancak Rabb’ül-âlemîn’e aiddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak alemlerin Rabbına aittir.

– İbni Kesir

“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”

– Diyanet İşleri

«Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım aalemlerin Rabbinden başkasına aaid değildir».

– Hasan Basri Çantay

Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum, benim çabamın karşılığını verecek olan alemlerin Rabb'idir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu