بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَقِيلَ لَهُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَعْبُدُونَ ٩٢

(92-93) Ve anlara: «Allâhı bırakıb da tapdıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, yahud kendi başlarına yardımları dokunuyor mu?» denilmişdir.

– Hasan Basri Çantay

مِن دُونِ ٱللَّهِ هَلْ يَنصُرُونَكُمْ أَوْ يَنتَصِرُونَ ٩٣

(92-93) Ve anlara: «Allâhı bırakıb da tapdıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, yahud kendi başlarına yardımları dokunuyor mu?» denilmişdir.

– Hasan Basri Çantay

فَكُبْكِبُواْ فِيهَا هُمْ وَٱلْغَاوُۥنَ ٩٤

(94-95) Artık onlar da, o azgınlar da, İblîs orduları da topdan yüzleri koyun, (cehennemin) içerisine atılmışlardır.

– Hasan Basri Çantay

وَجُنُودُ إِبْلِيسَ أَجْمَعُونَ ٩٥

(94-95) Artık onlar da, o azgınlar da, İblîs orduları da topdan yüzleri koyun, (cehennemin) içerisine atılmışlardır.

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ ٩٦

Orada birbiriyle çekişerek şöyle dediler:

– Hasan Basri Çantay

تَٱللَّهِ إِن كُنَّا لَفِى ضَلَٰلٍ مُّبِينٍ ٩٧

«Allaha andolsun, hakıykat biz apaçık bir sapıklık içinde idik».

– Hasan Basri Çantay

إِذْ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ٩٨

«Çünkü sizi aalemlerin Rabbi ile bir seviyyede tutuyorduk».

– Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَضَلَّنَآ إِلَّا ٱلْمُجْرِمُونَ ٩٩

«Bizi o mücrimlerden başkası sapdırmadı».

– Hasan Basri Çantay

فَمَا لَنَا مِن شَٰفِعِينَ ١٠٠

Artık bizim için ne şefaatçiler (den bir kimse),

– Hasan Basri Çantay

وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٍ ١٠١

«ne de candan bir dost yok».

– Hasan Basri Çantay

فَلَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ١٠٢

«Bizim için hakıykaten bir geri dönüş olsaydı da biz de mü'minlerden olsaydık».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu