بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ هَلۡ يَسۡمَعُونَكُمۡ إِذۡ تَدۡعُونَ ٧٢

Onlar, dedi: dua ettiğiniz vakit işitirler mi ?

– Elmalılı Hamdi Yazır

O da demişti ki: Çağırdığınızda sizi duyuyorlar mı?

– İbni Kesir

İbrahim, dedi ki: “Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?”

– Diyanet İşleri

(İbrâhîm): «Siz, dedi, çağırdığınız vakit onlar sizi duyuyorlar mı»?

– Hasan Basri Çantay

İbrahim dedi ki, «O putlar, kendilerini imdada çağırdığınızda sesinizi işitirler mi?

– Seyyid Kutub

أَوۡ يَنفَعُونَكُمۡ أَوۡ يَضُرُّونَ ٧٣

Veya size bir menfeat verir yâhud bir zarar ederler mi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yahut size fayda veya zarar veriyorlar mı?

– İbni Kesir

“Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?”

– Diyanet İşleri

«Yahud size (taparsanız) bir fâide veya (tapmazsanız) bir zarar yapıyorlar mı»?

– Hasan Basri Çantay

Ya da size yarar veya zarar dokundurabiliyorlar mı?»

– Seyyid Kutub

قَالُواْ بَلۡ وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا كَذَٰلِكَ يَفۡعَلُونَ ٧٤

Yok dediler: atalarımızı bulduk, böyle yapıyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Demişlerdi ki: Hayır. Atalarımızı böyle yapar gördük.

– İbni Kesir

“Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk” dediler.

– Diyanet İşleri

Dediler ki: «Hayır, biz babalarımızı böyle bulduk (onlar da) böyle yapıyorlar (dı)».

– Hasan Basri Çantay

Onlar, «Hayır ama, atalarımızın böyle yaptıklarını gördük» dediler.

– Seyyid Kutub

قَالَ أَفَرَءَيۡتُم مَّا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ ٧٥

Şimdi, dedi: gördünüz a o sizin ve eski atalarınızın taptıklarınızı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O da demişti ki: Neye tapmış olduğunuzu görüyor musunuz?

– İbni Kesir

(75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”

– Diyanet İşleri

(75-76) (İbrâhîm): «Şimdi gördünüz mü, dedi, gerek sizin, gerek daha evvelki atalarınızın neye tapmakda olduğunuzu»?

– Hasan Basri Çantay

İbrahim dedi ki, «Nelere taptığınızı görüyor musunuz?»

– Seyyid Kutub

أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلۡأَقۡدَمُونَ ٧٦

Şimdi, dedi: gördünüz a o sizin ve eski atalarınızın taptıklarınızı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz ve geçmiş atalarınız?

– İbni Kesir

(75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”

– Diyanet İşleri

(75-76) (İbrâhîm): «Şimdi gördünüz mü, dedi, gerek sizin, gerek daha evvelki atalarınızın neye tapmakda olduğunuzu»?

– Hasan Basri Çantay

Gerek sizin ve gerekse eski atalarınızın.

– Seyyid Kutub

فَإِنَّهُمۡ عَدُوّٞ لِّيٓ إِلَّا رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٧

Hep onlar benim düşmanım, ancak o Rabb’ül-âlemîn başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu onlar, benim düşmanımdır. Ancak alemlerin Rabbı müstesna.

– İbni Kesir

“Şüphesiz onlar benim düşmanımdır. Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah, dostumdur.”

– Diyanet İşleri

«işte onlar benim muhakkak düşmanımdır. Fakat aalemlerin Rabbi böyle değil».

– Hasan Basri Çantay

O putlar, benim düşmanlarımdırlar. Benim tek dostum alemlerin Rabb'i olan Allah'tır.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهۡدِينِ ٧٨

O ki Beni yarattı sonra da bana o hidayet eder.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki O, yaratmıştır beni. Ve O doğru yola eriştirir beni.

– İbni Kesir

“O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.”

– Diyanet İşleri

«(O Rabb) ki beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.

– Hasan Basri Çantay

O beni yaratan ve doğru yola iletendir.

– Seyyid Kutub

وَٱلَّذِي هُوَ يُطۡعِمُنِي وَيَسۡقِينِ ٧٩

Ve O ki bana O, yedirir, O içirir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki O, yedirir, içirir beni.

– İbni Kesir

“O, bana yediren ve içirendir.”

– Diyanet İşleri

«Bana yediren, bana içiren Odur».

– Hasan Basri Çantay

O beni doyuran ve içirendir.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا مَرِضۡتُ فَهُوَ يَشۡفِينِ ٨٠

Hastalandığım vakit de bana O şifa verir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hastalandığımda O, şifa verir bana.

– İbni Kesir

“Hastalandığımda da O bana şifa verir.”

– Diyanet İşleri

«Hastalandığım zaman bana şifâ veren Odur».

– Hasan Basri Çantay

Hastalığımda beni iyileştiren O'dur.

– Seyyid Kutub

وَٱلَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحۡيِينِ ٨١

Ve O ki beni öldürür, sonra beni yine diriltir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki O, öldürür beni, sonra da O, diriltir.

– İbni Kesir

“O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır.”

– Diyanet İşleri

«Beni öldürecek, sonra beni diriltecek olan Odur».

– Hasan Basri Çantay

O, beni öldürecek ve sonra yeniden diriltecek olandır.

– Seyyid Kutub

وَٱلَّذِيٓ أَطۡمَعُ أَن يَغۡفِرَ لِي خَطِيٓـَٔتِي يَوۡمَ ٱلدِّينِ ٨٢

Ve O ki ceza günü ben, onun günahımı af buyurmasını niyaz ederim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve din günü günahlarımı bağışlamasını umduğum O'dur.

– İbni Kesir

“O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur.”

– Diyanet İşleri

«Ceza gününde kusurlarımı yarlığayacağını umduğum da Odur».

– Hasan Basri Çantay

Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu