بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ ٥٦

«Biz ise elbet uyanık bir cemâatiz».

– Hasan Basri Çantay

فَأَخْرَجْنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٥٧

(57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.

– Hasan Basri Çantay

وَكُنُوزٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ ٥٨

(57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.

– Hasan Basri Çantay

كَذَٰلِكَ وَأَوْرَثْنَٰهَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٥٩

İşte (çıkarışımız) böyle oldu ve onlara İsrâîl oğullarını mîrascı kıldık.

– Hasan Basri Çantay

فَأَتْبَعُوهُم مُّشْرِقِينَ ٦٠

Derken (Fir'avncular) güneş doğarken onların arkalarına düşdüler.

– Hasan Basri Çantay

فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلْجَمْعَانِ قَالَ أَصْحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدْرَكُونَ ٦١

Vaktaki artık iki ordu birbirini görmüşdü. Muusânın ashaabı dedi ki: «Muhakkak erişilib yakalandık».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ كَلَّآۖ إِنَّ مَعِىَ رَبِّى سَيَهْدِينِ ٦٢

(Muusâ) «Hayır, dedi, şübhesiz ki Rabbim benimle beraberdir. O, beni (selâmet) yol (una) iletecekdir».

– Hasan Basri Çantay

فَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضْرِب بِّعَصَاكَ ٱلْبَحْرَۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرْقٍ كَٱلطَّوْدِ ٱلْعَظِيمِ ٦٣

Bunun üzerine Muusâya: «Asaanı denize vur» diye vahyetdik. (Vurunca) derhal (deniz) yarıldı, her parça (sı) kocaman dağ gibi oldu.

– Hasan Basri Çantay

وَأَزْلَفْنَا ثَمَّ ٱلْءَاخَرِينَ ٦٤

Ötekileri de buraya yanaşdırdık.

– Hasan Basri Çantay

وَأَنجَيْنَا مُوسَىٰ وَمَن مَّعَهُۥٓ أَجْمَعِينَ ٦٥

Muusâ ile maiyyetinde bulunan kimseleri topdan kurtardık.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ أَغْرَقْنَا ٱلْءَاخَرِينَ ٦٦

Sonra öbürlerini (suda) boğduk.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu