بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ ءَامَنتُمْ لَهُۥ قَبْلَ أَنْ ءَاذَنَ لَكُمْۖ إِنَّهُۥ لَكَبِيرُكُمُ ٱلَّذِى عَلَّمَكُمُ ٱلسِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَۚ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَٰفٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ ٤٩

Ona, dedi: ben size izin vermeden iman ettiniz, anlaşıldı ki o size sihri talim eden büyüğünüzmüş, o halde mutlak yakında bileceksiniz, çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazına kestireceğim, hem muhakkak hepinizi çarmıha gerdireceğim".

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben size izin vermezden önce mi ona inandınız? Şüphesiz size büyü öğreten büyüğünüzdür. Şimdi bileceksiniz; elbette ben, ellerinizi ve ayaklarınızı andolsun ki çaprazlama kestireceğim ve hepinizi astıracağım, dedi.

– İbni Kesir

Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım” dedi.

– Diyanet İşleri

(Fir'avn) dedi ki: «Ben size izin vermeden siz ona îman etdiniz ha! Hakıykat size büyüyü öğreten büyüğünüzmüş o! O halde yakında bileceksiniz. Herhalde sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesdireceğim, sizin topunuzu behemehal çarmıha gerdireceğim»!

– Hasan Basri Çantay

Firavun, «ben izin vermeden O'na inandınız, öyle mi? Hiç kuşkusuz O size büyücülüğü öğreten elebaşınızdı. Ama yakında başınıza neler geleceğini öğreneceksiniz. Andolsun ki, sağlı sollu birer el ve ayağınızı kesecek ve arkasından hepinizi asacağım» dedi.

– Seyyid Kutub

قَالُواْ لَا ضَيْرَۖ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ ٥٠

Dediler: zararı yok, her halde biz Rabb’imize döneceğiz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar da dediler ki: Zararı yok. Biz muhakkak Rabbımıza dönenleriz.

– İbni Kesir

Sihirbazlar şöyle dediler: “Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz.”

– Diyanet İşleri

Dediler: «(Bunda) bize hiçbir zarar yok. Biz şübhesiz ki Rabbimize dönücüleriz».

– Hasan Basri Çantay

Büyücüler de dediler ki, «zararı yok, nasıl olsa Rabb'imize döneceğiz.

– Seyyid Kutub

إِنَّا نَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لَنَا رَبُّنَا خَطَٰيَٰنَآ أَن كُنَّآ أَوَّلَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ٥١

Her halde biz mü'minlerin evveli olduğumuzdan dolayı Rabbimiz’in bize mağfiret buyuracağını ümid ederiz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Mü'minlerin ilki olmamızdan dolayı biz, gerçekten Rabbımızın hatalarımızı bağışlayacağını umarız.

– İbni Kesir

“(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz.”

– Diyanet İşleri

«Herhalde biz îman edenlerin ilki olduğumuz için Rabbimizin bizim günâhlarımızı yarlığayacağını umarız».

– Hasan Basri Çantay

Bizler ilk inananlar olduğumuz için Rabb'imizin kusurlarımızı bağışlayacağını umarız.»

– Seyyid Kutub

وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِىٓ إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ ٥٢

Hem Musâ’ya şu vahyi yerdik: kullarımı gece yürüt çünkü takip edileceksiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa'ya da vahyetti ki: Kullarımı geceleyin yola çıkar. Şüphesiz siz, izleneceksiniz.

– İbni Kesir

Biz Mûsâ’ya, “Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz” diye vahyettik.

– Diyanet İşleri

Muusâya: «Kullarımı gece yola çıkar. Çünkü ta'kîb edileceksiniz» diye vahyetdik.

– Hasan Basri Çantay

Arkasından Musa'ya «Bana inanan kullarımı geceleyin yola çıkar; sizi takip edecekler» diye vahyettik.

– Seyyid Kutub

فَأَرْسَلَ فِرْعَوْنُ فِى ٱلْمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ ٥٣

Firavun de şehirlere asker toplayıcılar gönderdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Firavun şehirlere toplayıcılar gönderdi.

– İbni Kesir

Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.

– Diyanet İşleri

Fir'avn da şehirlere toplayıcılar gönderdi.

– Hasan Basri Çantay

Firavun asker toplamakla görevli adamlarını şehirlere saldı.

– Seyyid Kutub

إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَشِرْذِمَةٌ قَلِيلُونَ ٥٤

Şunlar şüphe yok ki bir şirzime-i kaliledirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki bunlar; döküntü azınlıklarıdır.

– İbni Kesir

Dedi ki, “Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur.”

– Diyanet İşleri

«Şübhesiz ki bunlar (Isrâîl oğulları) azar azar birer cemâatdir».

– Hasan Basri Çantay

Toplanan askerlerine dedi ki, «Bu adamlar, bir avuçluk, az sayıda bir toplulukturlar.»

– Seyyid Kutub

وَإِنَّهُمْ لَنَا لَغَآئِظُونَ ٥٥

Fakat hakkımızda çok gayz besliyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve gerçekten bize de büyük bir öfke beslemektedirler.

– İbni Kesir

“Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar.”

– Diyanet İşleri

«(Böyle iken) onlar mutlakaa bizi darıltıcıdırlar».

– Hasan Basri Çantay

Fakat bizi öfkelendiriyorlar.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ ٥٦

Biz ise uyanık ihtiyatlı bir cemiyyet bulunuyoruz. Diyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu biz, topluca tedbirli olmalıyız.

– İbni Kesir

“Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz.”

– Diyanet İşleri

«Biz ise elbet uyanık bir cemâatiz».

– Hasan Basri Çantay

Biz ihtiyatlı bir toplumuz.

– Seyyid Kutub

فَأَخْرَجْنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٥٧

Bu suretle bunları bostanlardan, pınarlardan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat Biz, onları bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.

– İbni Kesir

(57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

– Diyanet İşleri

(57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.

– Hasan Basri Çantay

Böylece biz, Firavun ve soydaşlarını bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.

– Seyyid Kutub

وَكُنُوزٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ ٥٨

Hazinelerden, ve dilrubâ makamlardan çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hazinelerden ve şerefli makamlardan.

– İbni Kesir

(57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

– Diyanet İşleri

(57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.

– Hasan Basri Çantay

Hazinelerden ve konforlu köşklerden de.

– Seyyid Kutub

كَذَٰلِكَ وَأَوْرَثْنَٰهَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ٥٩

Ve onları Ben-î İsraile miras kıldık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece onlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– İbni Kesir

İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– Diyanet İşleri

İşte (çıkarışımız) böyle oldu ve onlara İsrâîl oğullarını mîrascı kıldık.

– Hasan Basri Çantay

Böylece bunlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu