بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَأَلْقَوْاْ حِبَالَهُمْ وَعِصِيَّهُمْ وَقَالُواْ بِعِزَّةِ فِرْعَوْنَ إِنَّا لَنَحْنُ ٱلْغَٰلِبُونَ ﴿٤٤

Hemen iplerini ve sopalarını ortaya attılar ve Firavun’un izzeti Hakk’ı için elbette biz galibiz, şüphesiz, dediler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar da bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve dediler ki: Firavun hakkı için elbette elbette biz galib gelenleriz.

— İbni Kesir

Bunun üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve “Firavun’un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz” dediler.

— Diyanet İşleri

Onlar da ipleri ve sopalarını atıb «Fir'avnın izzeti hakkı için gaalib olanlar elbet biziz biz!» dediler.

— Hasan Basri Çantay

Büyücüler, «Firavun'un ululuğuna andolsun ki, üstün gelen taraf biz olacağız» diyerek iplerini ve değneklerini attılar.

— Seyyid Kutub

AYARLAR