بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ ٢٤

Göklerin ve yerin ve bütün aralarındakilerin Rabb’i, eğer ehli yakîn iseniz dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ لِمَنْ حَوْلَهُۥٓ أَلَا تَسْتَمِعُونَ ٢٥

Etrafındakilere dinlemez misiniz? dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبُّكُمْ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلْأَوَّلِينَ ٢٦

Rabbiniz’in ve evvelki atalarınızın Rabb’i dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِىٓ أُرْسِلَ إِلَيْكُمْ لَمَجْنُونٌ ٢٧

Her halde size gönderilmiş olan resulünüz mutlak mecnun dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبُّ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَمَا بَيْنَهُمَآۖ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ ٢٨

Meşrik ve Mağribin ve bütün aralarındakilerin Rabb’i, eğer siz âkıl iseniz dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ لَئِنِ ٱتَّخَذْتَ إِلَٰهًا غَيْرِى لَأَجْعَلَنَّكَ مِنَ ٱلْمَسْجُونِينَ ٢٩

Yemin ederim ki dedi: eğer benden başka bir ilâh tutarsan seni mutlak ve muhakkak zindandakilerden ederim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ أَوَلَوْ جِئْتُكَ بِشَىْءٍ مُّبِينٍ ٣٠

Ya, dedi: sana apaçık isbat edecek bir şey getirdimse demi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ فَأْتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ٣١

Haydi, dedi: getir onu bakayım sadıklardan isen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِىَ ثُعْبَانٌ مُّبِينٌ ٣٢

Bunun üzerine Asasını bırakıverdi, apaçık bir ejderha kesiliverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِىَ بَيْضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ ٣٣

Bir de elini çekti çıkardı, o da bakanlara bem beyaz oluverdi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ لِلْمَلَإِ حَوْلَهُۥٓ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٌ ٣٤

Etrafındaki cemiyyete bu, dedi: her halde bilgiç bir sihirbaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu