بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ جَآءَهُم مَّا كَانُواْ يُوعَدُونَ ٢٠٦

Sonra kendilerine edilen vaid gelip çatarsa.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra kendilerine vaadolunan şey başlarına gelse,

– İbni Kesir

Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (hâlleri nice olurdu?)

– Diyanet İşleri

(205-206-207) Şimdi sen bana haber ver: Biz onları senelerce yaşatıb fâidelendirsek de sonra kendilerine tehdîd olunageldikleri (azâb gelib) çatıverse o yaşayıb fâidelenmiş oldukları (yıllar) kendilerini kurtarabilir mi?

– Hasan Basri Çantay

Sonra tehdit edildikleri azap başlarına gelse;

– Seyyid Kutub

مَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يُمَتَّعُونَ ٢٠٧

O yaşatıldıkları zevkin kendilerine hiç faidesi olmayacaktır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğlendirilmiş olmaları onlara bir fayda sağlamaz.

– İbni Kesir

(Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı.

– Diyanet İşleri

(205-206-207) Şimdi sen bana haber ver: Biz onları senelerce yaşatıb fâidelendirsek de sonra kendilerine tehdîd olunageldikleri (azâb gelib) çatıverse o yaşayıb fâidelenmiş oldukları (yıllar) kendilerini kurtarabilir mi?

– Hasan Basri Çantay

Vaktiyle refah içinde geçirdikleri hayat kendilerine hiçbir fayda sağlamaz.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ ٢٠٨

Maamafih biz hangi memleketi helâk ettikse her halde onu inzar edenler olmuştur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Uyarıcılar olmaksızın Biz, hiç bir kasabayı helak etmedik.

– İbni Kesir

Biz, hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helâk etmedik.

– Diyanet İşleri

(208-209) Biz hiçbir memleketi, ona (halkına) öğüd vermek üzere inzâr edici (peygamber) ler (göndermiş) olmadıkça helak etmedik. Biz zulmedenler değiliz.

– Hasan Basri Çantay

Yok ettiğimiz her ülkeye mutlaka uyarıcılar gönderdik.

– Seyyid Kutub

ذِكۡرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٠٩

İhtar edilmiştir, ve biz zulmetmiş değilizdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öğüt olarak. Ve Biz, zalimler olmadık

– İbni Kesir

Bu, bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz.

– Diyanet İşleri

(208-209) Biz hiçbir memleketi, ona (halkına) öğüd vermek üzere inzâr edici (peygamber) ler (göndermiş) olmadıkça helak etmedik. Biz zulmedenler değiliz.

– Hasan Basri Çantay

Amaç başlarına gelecekleri kendilerine önceden haber vermektir. Biz zalim değiliz.

– Seyyid Kutub

وَمَا تَنَزَّلَتۡ بِهِ ٱلشَّيَٰطِينُ ٢١٠

Ve bunu Şeytanlar indirmedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu şeytanlar indirmemiştir.

– İbni Kesir

O Kur’an’ı şeytanlar indirmemiştir.

– Diyanet İşleri

Onu (Kur'ânı) şeytanlar indirmedi.

– Hasan Basri Çantay

Kur'an, şeytanlar tarafından indirilmiş değildir.

– Seyyid Kutub

وَمَا يَنۢبَغِي لَهُمۡ وَمَا يَسۡتَطِيعُونَ ٢١١

Bu onlara hem yaraşmaz hem güçleri yetmez?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu, onlara düşmez de, buna güçleri de yetmez.

– İbni Kesir

Zaten bu onların harcı değildir, buna güçleri de yetmez.

– Diyanet İşleri

Bu, onlara hem yakışmaz, hem onlar (buna esasen) güc yetiremezler.

– Hasan Basri Çantay

Bu onların sıfatları ile bağdaşmaz. Zaten onlar bunu yapamazlar da.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُمۡ عَنِ ٱلسَّمۡعِ لَمَعۡزُولُونَ ٢١٢

Onlar işitmekten sureti katiyyede azledilmişlerdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar, gerçekten işitmekten uzak tutuldular.

– İbni Kesir

Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.

– Diyanet İşleri

Şübhe yok ki onlar (meleklerin sözünü) işitmekden kat'î surerde azledilmişlerdir.

– Hasan Basri Çantay

Çünkü onların vahyi işitmeleri engellenmiştir.

– Seyyid Kutub

فَلَا تَدۡعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَكُونَ مِنَ ٱلۡمُعَذَّبِينَ ٢١٣

Binaenaleyh sakın Allah ile beraber diğer bir ilâha çağırma ki o tazib edileceklerden olmayasın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O halde Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarma. Yoksa azablandırılanlardan olursun.

– İbni Kesir

Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun!

– Diyanet İşleri

Sakın Allah ile beraber diğer bir Tanrı daha çağırma. (Sonra) azâblandırılanlardan olursun.

– Hasan Basri Çantay

Sakın Allah'ın yanısıra başka bir ilaha yalvarma; yoksa azaba çarpılanlardan olursun.

– Seyyid Kutub

وَأَنذِرۡ عَشِيرَتَكَ ٱلۡأَقۡرَبِينَ ٢١٤

Hem en yakın hısımlarını inzar et.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yakın akrabalarını uyar.

– İbni Kesir

(Önce) en yakın akrabanı uyar.

– Diyanet İşleri

Sen (ilkin) en yakın hısımlarını inzâr et.

– Hasan Basri Çantay

Öncelikle en yakın akrabalarını uyar.

– Seyyid Kutub

وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٢١٥

Ve sana ittiba eden mü'minlere kanadını indir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Mü'minlerden sana uyanlara kanatlarını ger.

– İbni Kesir

Mü’minlerden sana uyanlara kanatlarını indir.

– Diyanet İşleri

Mü'minlerden sana tâbi' olanlara kanadını indir.

– Hasan Basri Çantay

Sana uyan mü'minlere karşı alçak gönüllülük kanatlarını indir.

– Seyyid Kutub

فَإِنۡ عَصَوۡكَ فَقُلۡ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تَعۡمَلُونَ ٢١٦

Bunun üzerine sana isyan ederlerse ben sizin amellerinizden beriim de.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şayet sana isyan ederlerse, de ki: Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım.

– İbni Kesir

Eğer sana karşı gelirlerse, “Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım” de.

– Diyanet İşleri

Bunun üzerine eğer sana isyan ederlerse de ki: «Ben sizin yapageldiklerinizden hakikaten uzağım».

– Hasan Basri Çantay

Eğer hemşehrilerin sana karşı gelirlerse onlara «Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım» de.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu