بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ جَآءَهُم مَّا كَانُواْ يُوعَدُونَ ٢٠٦

Sonra tehdit edildikleri azap başlarına gelse;

– Seyyid Kutub

مَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يُمَتَّعُونَ ٢٠٧

Vaktiyle refah içinde geçirdikleri hayat kendilerine hiçbir fayda sağlamaz.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ ٢٠٨

Yok ettiğimiz her ülkeye mutlaka uyarıcılar gönderdik.

– Seyyid Kutub

ذِكۡرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٠٩

Amaç başlarına gelecekleri kendilerine önceden haber vermektir. Biz zalim değiliz.

– Seyyid Kutub

وَمَا تَنَزَّلَتۡ بِهِ ٱلشَّيَٰطِينُ ٢١٠

Kur'an, şeytanlar tarafından indirilmiş değildir.

– Seyyid Kutub

وَمَا يَنۢبَغِي لَهُمۡ وَمَا يَسۡتَطِيعُونَ ٢١١

Bu onların sıfatları ile bağdaşmaz. Zaten onlar bunu yapamazlar da.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُمۡ عَنِ ٱلسَّمۡعِ لَمَعۡزُولُونَ ٢١٢

Çünkü onların vahyi işitmeleri engellenmiştir.

– Seyyid Kutub

فَلَا تَدۡعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَكُونَ مِنَ ٱلۡمُعَذَّبِينَ ٢١٣

Sakın Allah'ın yanısıra başka bir ilaha yalvarma; yoksa azaba çarpılanlardan olursun.

– Seyyid Kutub

وَأَنذِرۡ عَشِيرَتَكَ ٱلۡأَقۡرَبِينَ ٢١٤

Öncelikle en yakın akrabalarını uyar.

– Seyyid Kutub

وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٢١٥

Sana uyan mü'minlere karşı alçak gönüllülük kanatlarını indir.

– Seyyid Kutub

فَإِنۡ عَصَوۡكَ فَقُلۡ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تَعۡمَلُونَ ٢١٦

Eğer hemşehrilerin sana karşı gelirlerse onlara «Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım» de.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu