بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَيَأْتِيَهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ٢٠٢

O azapla hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın yüzyüze gelirler.

– Seyyid Kutub

فَيَقُولُواْ هَلْ نَحْنُ مُنظَرُونَ ٢٠٣

O zaman «Acaba bize mühlet verilir mi?» derler.

– Seyyid Kutub

أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ ٢٠٤

Onlar azabımızın bir an önce gerçekleşmesini mi istiyorlar?

– Seyyid Kutub

أَفَرَءَيْتَ إِن مَّتَّعْنَٰهُمْ سِنِينَ ٢٠٥

Baksana, eğer onları yıllarca refah içinde yaşatsak da,

– Seyyid Kutub

ثُمَّ جَآءَهُم مَّا كَانُواْ يُوعَدُونَ ٢٠٦

Sonra tehdit edildikleri azap başlarına gelse;

– Seyyid Kutub

مَآ أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُواْ يُمَتَّعُونَ ٢٠٧

Vaktiyle refah içinde geçirdikleri hayat kendilerine hiçbir fayda sağlamaz.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ ٢٠٨

Yok ettiğimiz her ülkeye mutlaka uyarıcılar gönderdik.

– Seyyid Kutub

ذِكْرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ٢٠٩

Amaç başlarına gelecekleri kendilerine önceden haber vermektir. Biz zalim değiliz.

– Seyyid Kutub

وَمَا تَنَزَّلَتْ بِهِ ٱلشَّيَٰطِينُ ٢١٠

Kur'an, şeytanlar tarafından indirilmiş değildir.

– Seyyid Kutub

وَمَا يَنۢبَغِى لَهُمْ وَمَا يَسْتَطِيعُونَ ٢١١

Bu onların sıfatları ile bağdaşmaz. Zaten onlar bunu yapamazlar da.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُمْ عَنِ ٱلسَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ ٢١٢

Çünkü onların vahyi işitmeleri engellenmiştir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu