بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

نَزَلَ بِهِ ٱلرُّوحُ ٱلْأَمِينُ ١٩٣

Onu Ruh el-Emin indirmiştir.

– İbni Kesir

عَلَىٰ قَلْبِكَ لِتَكُونَ مِنَ ٱلْمُنذِرِينَ ١٩٤

Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın.

– İbni Kesir

بِلِسَانٍ عَرَبِىٍّ مُّبِينٍ ١٩٥

Apaçık arab diliyle.

– İbni Kesir

وَإِنَّهُۥ لَفِى زُبُرِ ٱلْأَوَّلِينَ ١٩٦

O, daha öncekilerin kitablarında vardır.

– İbni Kesir

أَوَلَمْ يَكُن لَّهُمْ ءَايَةً أَن يَعْلَمَهُۥ عُلَمَٰٓؤُاْ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ ١٩٧

İsrailoğullarının bilginlerinin bunu bilmesi de onlar için bir ayet değil midir?

– İbni Kesir

وَلَوْ نَزَّلْنَٰهُ عَلَىٰ بَعْضِ ٱلْأَعْجَمِينَ ١٩٨

Biz, onu arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik.

– İbni Kesir

فَقَرَأَهُۥ عَلَيْهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ مُؤْمِنِينَ ١٩٩

Ve o, bunu onlara okusaydı, yine de ona inananlardan olmazlardı.

– İbni Kesir

كَذَٰلِكَ سَلَكْنَٰهُ فِى قُلُوبِ ٱلْمُجْرِمِينَ ٢٠٠

İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız.

– İbni Kesir

لَا يُؤْمِنُونَ بِهِۦ حَتَّىٰ يَرَوُاْ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ ٢٠١

Elim azabı görünceye kadar ona inanmazlar.

– İbni Kesir

فَيَأْتِيَهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ٢٠٢

O da kendilerine apansız, haberleri olmadan geliverir.

– İbni Kesir

فَيَقُولُواْ هَلْ نَحْنُ مُنظَرُونَ ٢٠٣

O zaman derler ki: Acaba bekletilemez miyiz?

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu