بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ ١٦٢

«Şübhesiz ben size (gönderilmiş) emîn bir peygamberim».

– Hasan Basri Çantay

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٦٣

«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».

– Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ١٦٤

«Ben buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım aalemlerin Rabbinden başkasına aaid değildir».

– Hasan Basri Çantay

أَتَأْتُونَ ٱلذُّكْرَانَ مِنَ ٱلْعَٰلَمِينَ ١٦٥

(165-166) «Siz, Rabbinizin sizin için yaratdığı zevcelerinizi bırakıb da insanların içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Hayır, (siz halâlden harama) tecâvüz eden bir kavmsiniz».

– Hasan Basri Çantay

وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُم مِّنْ أَزْوَٰجِكُمۚ بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ ١٦٦

(165-166) «Siz, Rabbinizin sizin için yaratdığı zevcelerinizi bırakıb da insanların içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Hayır, (siz halâlden harama) tecâvüz eden bir kavmsiniz».

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَٰلُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمُخْرَجِينَ ١٦٧

Dediler: «Ey Luut, sen (bu davadan) vaz geçmezsen, andolsun, mutlak (memleketimizden koğulub) çıkarılanlardan olacaksın».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ إِنِّى لِعَمَلِكُم مِّنَ ٱلْقَالِينَ ١٦٨

(Luut) dedi: «Ben sizin bu yapdığınıza elbette buğz edenlerdenim».

– Hasan Basri Çantay

رَبِّ نَجِّنِى وَأَهْلِى مِمَّا يَعْمَلُونَ ١٦٩

«Ey Rabbim, beni ve ehlimi onların yapageldikleri (bu kötülüğ) ün (azâb) ından kurtar».

– Hasan Basri Çantay

فَنَجَّيْنَٰهُ وَأَهْلَهُۥٓ أَجْمَعِينَ ١٧٠

Bunun üzerine biz onu ve ehlini kamilen kurtardık.

– Hasan Basri Çantay

إِلَّا عَجُوزًا فِى ٱلْغَٰبِرِينَ ١٧١

Geri kalanların içinde yalınız bir koca karı vardı.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ دَمَّرْنَا ٱلْءَاخَرِينَ ١٧٢

Sonra geridekileri (tam bir suretde) helak etdik.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu