بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ ١٢٠

Sonra da arkasından kalanları garkettik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra geride kalanları suda boğduk.

– İbni Kesir

Sonra da geride kalanları suda boğduk.

– Diyanet İşleri

Sonra arkalarından arta kalanları da (suda) boğduk.

– Hasan Basri Çantay

Bunun arkasından dışarda kalanları suda boğduk.

– Seyyid Kutub

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٢١

Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var öyle iken ekserîsi mü'min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki bunda, bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

– İbni Kesir

Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

– Diyanet İşleri

Şübhe yok ki bunda mutlak bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

– Hasan Basri Çantay

Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٢٢

Ve şüphesiz ki Rabbin, O öyle Azîz, öyle Rahîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve muhakkak ki Rabbın, elbette o; Aziz'dir, Rahim'dir.

– İbni Kesir

Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz ki senin Rabbin, elbette O, mutlak gaalibdir, çok esirgeyicidir.

– Hasan Basri Çantay

Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb'in üstün iradeli ve merhametlidir.

– Seyyid Kutub

كَذَّبَتۡ عَادٌ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٢٣

Âd, gönderilen Resuller’i tekzib etti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ad da peygamberleri yalanladı.

– İbni Kesir

Âd kavmi de peygamberleri yalanladı.

– Diyanet İşleri

Aad (kavmi de kendilerine) gönderilen (peygamber) leri tekzîbetdi.

– Hasan Basri Çantay

Adoğulları da peygamberlerini yalanladılar.

– Seyyid Kutub

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

O vakit ki kardeşleri Hûd onlara demişti: siz Allah’dan korkmaz mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani onlara kardeşleri Hud demişti ki: Siz, sakınmaz mısınız?

– İbni Kesir

Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”

– Diyanet İşleri

Hani biraderleri Hûd onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi,

– Hasan Basri Çantay

Hani kardeşleri Hud, onlara dedi ki, «Siz hiç Allah'tan korkmaz mısınız?»

– Seyyid Kutub

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٢٥

Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş bir Resulüm emînim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki ben, size emin bir peygamberim.

– İbni Kesir

“Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”

– Diyanet İşleri

«Şübhesiz, ben size (gönderilmiş) emîn bir peygamberim».

– Hasan Basri Çantay

Ben size gönderilmiş, güvenilir bir Allah elçisiyim.

– Seyyid Kutub

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٢٦

Gelin Allah’dan korkun ve bana itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Artık Allah'tan korkun da bana itaat edin.

– İbni Kesir

“Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”

– Diyanet İşleri

«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».

– Hasan Basri Çantay

Öyleyse Allah'tan korkunuz da, çağrıma uyunuz.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٢٧

Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum. Benim ecrim ancak Rabb’ül âlemîn’e aiddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak alemlerin Rabbına aittir.

– İbni Kesir

“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”

– Diyanet İşleri

«Sizden buna karşı hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım aalemlerin Rabbinden başkasına aaid değildir».

– Hasan Basri Çantay

Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum, benim çabamın karşılığını verecek olan alemlerin Rabb'idir.

– Seyyid Kutub

أَتَبۡنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةٗ تَعۡبَثُونَ ١٢٨

Siz her tepeye bir alâmet bina eder eğlenir misiniz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz, her yüksek yere koca bir bina kurup boş şeylerle mi uğraşırsınız?

– İbni Kesir

“Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?”

– Diyanet İşleri

«Siz, her yüksek yerde bir alâmet bina edib eğlenir misiniz»?

– Hasan Basri Çantay

Sizler her yüksek tepeye gösteriş amaçlı bir anıt dikerek boş işlerle mi oyalanıyorsunuz.?

– Seyyid Kutub

وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمۡ تَخۡلُدُونَ ١٢٩

Bir takım masnuat da ediniyorsunuz ki sanki muhalled kalacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz?

– İbni Kesir

“İçlerinde ebedî yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

«Ebedî kalacağınızı umarak yer altında su mahzenleri edinir misiniz»?

– Hasan Basri Çantay

Hiç ölmemek ümidi ile sağlam köşkler mi yapıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

وَإِذَا بَطَشۡتُم بَطَشۡتُمۡ جَبَّارِينَ ١٣٠

Hem tuttuğunuz vakit merhametsiz, cebbarcasına tutuyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yakaladığınız zaman da zorbaca mı yakalarsınız?

– İbni Kesir

“Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız.”

– Diyanet İşleri

«Tutub yakaladığınız vakit zorbalar gibi yakalar mısınız»?

– Hasan Basri Çantay

Birini yakalayınca zorbaca yakalıyorsunuz.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu