بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمَرْجُومِينَ ١١٦

Dediler ki: «Ey Nuuh, sen (bu dediğinden) vaz geçmezsen muhakkak ki taşlanmışlardan olacaksın».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِى كَذَّبُونِ ١١٧

(Nuuh): «Rabbim, dedi, hakıykat kavmim beni tekzîb etdi».

– Hasan Basri Çantay

فَٱفْتَحْ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِى وَمَن مَّعِىَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ ١١٨

«Binâen'aleyh benimle onların arasındaki hükmü Sen ver de beni ve berâberimdeki mü'minleri kurtar».

– Hasan Basri Çantay

فَأَنجَيْنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِى ٱلْفُلْكِ ٱلْمَشْحُونِ ١١٩

Bunun üzerine biz onu da, beraberinde olanları da o dolu (yüklü) geminin içinde selâmete erdirdik.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ أَغْرَقْنَا بَعْدُ ٱلْبَاقِينَ ١٢٠

Sonra arkalarından arta kalanları da (suda) boğduk.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ ١٢١

Şübhe yok ki bunda mutlak bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

– Hasan Basri Çantay

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٢٢

Şübhesiz ki senin Rabbin, elbette O, mutlak gaalibdir, çok esirgeyicidir.

– Hasan Basri Çantay

كَذَّبَتْ عَادٌ ٱلْمُرْسَلِينَ ١٢٣

Aad (kavmi de kendilerine) gönderilen (peygamber) leri tekzîbetdi.

– Hasan Basri Çantay

إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٢٤

Hani biraderleri Hûd onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi,

– Hasan Basri Çantay

إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ ١٢٥

«Şübhesiz, ben size (gönderilmiş) emîn bir peygamberim».

– Hasan Basri Çantay

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٢٦

«Artık Allahdan korkun ve bana itaat edin».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu