بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَيَوْمَ تَشَقَّقُ ٱلسَّمَآءُ بِٱلْغَمَٰمِ وَنُزِّلَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ تَنزِيلًا ﴿٢٥

Hem o, Semâ’nın gamâm ile yarılacağı ve melâikelerin peyderpey indirildiği gün.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ ٱلْحَقُّ لِلرَّحْمَٰنِۚ وَكَانَ يَوْمًا عَلَى ٱلْكَٰفِرِينَ عَسِيرًا ﴿٢٦

Mülk o gün elhak rahmânındır, kâfirlere ise o pek zorluklu bir gün olur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيَوْمَ يَعَضُّ ٱلظَّالِمُ عَلَىٰ يَدَيْهِ يَقُولُ يَٰلَيْتَنِى ٱتَّخَذْتُ مَعَ ٱلرَّسُولِ سَبِيلًا ﴿٢٧

Hem o gün ki zalim ellerini ısıracak eyvah diyecek keşke Peygamber’in maıyyetinde bir yol tutaydım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَٰوَيْلَتَىٰ لَيْتَنِى لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا ﴿٢٨

Eyvah keşke falanı dost tutmayaydım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّقَدْ أَضَلَّنِى عَنِ ٱلذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَآءَنِىۗ وَكَانَ ٱلشَّيْطَٰنُ لِلْإِنسَٰنِ خَذُولًا ﴿٢٩

Vallahi o sapıttı Ben-î zikirden, bana gelmiş iken, öyle ya şeytan insana çok hızlânkâr bulunuyor.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالَ ٱلرَّسُولُ يَٰرَبِّ إِنَّ قَوْمِى ٱتَّخَذُواْ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ مَهْجُورًا ﴿٣٠

Peygamber de "Ya Rab, kavmim bu Kur'an’ı mehcur tuttular" demekte.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِىٍّ عَدُوًّا مِّنَ ٱلْمُجْرِمِينَۗ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ هَادِيًا وَنَصِيرًا ﴿٣١

Ve işte biz böyle her peygamber için mücrimlerden bir düşman yapmışızdır, maamafih hâdi de Rabbin yeter nasîr de.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ ٱلْقُرْءَانُ جُمْلَةً وَٰحِدَةًۚ كَذَٰلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِۦ فُؤَادَكَۖ وَرَتَّلْنَٰهُ تَرْتِيلًا ﴿٣٢

Yine o küfredenler dediler ki: o Kur'an ona cümlesi birden indirilseydi ya! Biz onu gönlüne iyi tesbit edelim diye böyle indirdik ve fevkalâde bir tertil ile tertil eyledik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئْنَٰكَ بِٱلْحَقِّ وَأَحْسَنَ تَفْسِيرًا ﴿٣٣

Hem onlar sana her hangi bir mesel ile gelmezler ki mutlak biz sana Hakk’ı ve tefsirin daha güzelini getirmiş olmayalım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلَّذِينَ يُحْشَرُونَ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ إِلَىٰ جَهَنَّمَ أُوْلَٰٓئِكَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضَلُّ سَبِيلًا ﴿٣٤

O yüzleri üstü cehenneme haşrolunacaklar, onlar mevkice çok fena, yolca da en sapıktırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ وَجَعَلْنَا مَعَهُۥٓ أَخَاهُ هَٰرُونَ وَزِيرًا ﴿٣٥

Celâlim Hakk’ı için Musâ’ya o kitabı verdik, biraderi Harûn’u da maiyyetinde vezir yaptık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR