بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلَّذِينَ هُمْ عَنِ ٱللَّغْوِ مُعْرِضُونَ ٣

Ki onlar; boş sözlerden yüz çevirirler.

– İbni Kesir

وَٱلَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَوٰةِ فَٰعِلُونَ ٤

Ki onlar; zekatlarını verirler.

– İbni Kesir

وَٱلَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَٰفِظُونَ ٥

Ki onlar; ırzlarını korurlar.

– İbni Kesir

إِلَّا عَلَىٰٓ أَزْوَٰجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ ٦

Sadece eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları müstesnadır. Doğrusu onlar; bunun için de kınanacak değildirler.

– İbni Kesir

فَمَنِ ٱبْتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْعَادُونَ ٧

Kim de bundan başkasını ararsa; işte onlar, haddi aşanlardır.

– İbni Kesir

وَٱلَّذِينَ هُمْ لِأَمَٰنَٰتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَٰعُونَ ٨

Ki onlar; emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler.

– İbni Kesir

وَٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَوَٰتِهِمْ يُحَافِظُونَ ٩

Ki onlar; namazlarını korurlar.

– İbni Kesir

أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْوَٰرِثُونَ ١٠

İşte onlar; varis olanlardır.

– İbni Kesir

ٱلَّذِينَ يَرِثُونَ ٱلْفِرْدَوْسَ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ ١١

Onlar ki; Firdevs'e varis olacaklardır ve orada ebedi kalıcıdırlar.

– İbni Kesir

وَلَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ مِن سُلَٰلَةٍ مِّن طِينٍ ١٢

Andolsun ki; Biz, insanı; çamurdan, süzme bir özden yarattık.

– İbni Kesir

ثُمَّ جَعَلْنَٰهُ نُطْفَةً فِى قَرَارٍ مَّكِينٍ ١٣

Sonra da onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu