بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأْتِيَاهُ فَقُولَآ إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْۖ قَدْ جِئْنَٰكَ بِـَٔايَةٍ مِّن رَّبِّكَۖ وَٱلسَّلَٰمُ عَلَىٰ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلْهُدَىٰٓ ٤٧

“Ona gidin ve şöyle deyin: ‘Şüphesiz biz Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını (serbest bırak ve) bizimle gönder. Onlara işkence etme. Sana Rabbinin katından bir mucize getirdik. Selâm, doğru yola uyanlara olsun.’ ”

– Diyanet İşleri

إِنَّا قَدْ أُوحِىَ إِلَيْنَآ أَنَّ ٱلْعَذَابَ عَلَىٰ مَن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ ٤٨

“Şüphesiz bize, azabın yalanlayan ve yüz çevirenlere olacağı vahyolundu.”

– Diyanet İşleri

قَالَ فَمَن رَّبُّكُمَا يَٰمُوسَىٰ ٤٩

Firavun, “Sizin Rabbiniz kim, ey Mûsâ?” dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبُّنَا ٱلَّذِىٓ أَعْطَىٰ كُلَّ شَىْءٍ خَلْقَهُۥ ثُمَّ هَدَىٰ ٥٠

Mûsâ, “Rabbimiz, her şeye hilkatini (yaratılış özelliklerini) veren, sonra onlara yol gösterendir” dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ فَمَا بَالُ ٱلْقُرُونِ ٱلْأُولَىٰ ٥١

Firavun, “Ya geçmiş nesillerin hâli ne olacak?” dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ عِلْمُهَا عِندَ رَبِّى فِى كِتَٰبٍۖ لَّا يَضِلُّ رَبِّى وَلَا يَنسَى ٥٢

Mûsâ, şöyle dedi: “Onlar hakkındaki bilgi Rabbimin katında bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı)dır. Rabbim, yanılmaz ve unutmaz.”

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَخْرَجْنَا بِهِۦٓ أَزْوَٰجًا مِّن نَّبَاتٍ شَتَّىٰ ٥٣

“Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık.

– Diyanet İşleri

كُلُواْ وَٱرْعَوْاْ أَنْعَٰمَكُمْۗ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّأُوْلِى ٱلنُّهَىٰ ٥٤

Yiyin, hayvanlarınızı yayın. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için (Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren) deliller vardır.

– Diyanet İşleri

مِنْهَا خَلَقْنَٰكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً أُخْرَىٰ ٥٥

(Ey insanlar!) Sizi topraktan yarattık, (ölümünüzle) sizi oraya döndüreceğiz ve sizi bir kere daha oradan çıkaracağız.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدْ أَرَيْنَٰهُ ءَايَٰتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَىٰ ٥٦

Andolsun, biz ona (Firavun’a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti.

– Diyanet İşleri

قَالَ أَجِئْتَنَا لِتُخْرِجَنَا مِنْ أَرْضِنَا بِسِحْرِكَ يَٰمُوسَىٰ ٥٧

Şöyle dedi: “Ey Mûsâ! Sihrin ile bizi yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin?”

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu