بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَا تِلۡكَ بِيَمِينِكَ يَٰمُوسَىٰ ١٧

Sağ elindeki nedir, ya Musa.

– Seyyid Kutub

قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّؤُاْ عَلَيۡهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَـَٔارِبُ أُخۡرَىٰ ١٨

Musa dedi ki; «O benim değneğimdir. Ona dayanırım. Onunla koyunlarıma yaprak silkerim. Bunlar dışında daha birçok işime de yarar o.»

– Seyyid Kutub

قَالَ أَلۡقِهَا يَٰمُوسَىٰ ١٩

Allah «onu yere at!» dedi.

– Seyyid Kutub

فَأَلۡقَىٰهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٞ تَسۡعَىٰ ٢٠

Musa değneği yere atıverdi. Birde ne görsün! Ansızın sürünen bir yılan oluvermiş!

– Seyyid Kutub

قَالَ خُذۡهَا وَلَا تَخَفۡۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا ٱلۡأُولَىٰ ٢١

Allah dedi ki; «Al onu yerden, korkma, biz onu eski haline dönüştüreceğiz»

– Seyyid Kutub

وَٱضۡمُمۡ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخۡرُجۡ بَيۡضَآءَ مِنۡ غَيۡرِ سُوٓءٍ ءَايَةً أُخۡرَىٰ ٢٢

Elini yenine sok da hiçbir organik bozukluk sonucu olmaksızın bir başka mucize olarak ak bir parıltı ile geri çıksın.

– Seyyid Kutub

لِنُرِيَكَ مِنۡ ءَايَٰتِنَا ٱلۡكُبۡرَى ٢٣

Böylece sana birkaç büyük mucizemizi göstermek istedik.

– Seyyid Kutub

ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ٢٤

Şimdi sen Firavun'a git. Çünkü o gerçekten azıttı.»

– Seyyid Kutub

قَالَ رَبِّ ٱشۡرَحۡ لِي صَدۡرِي ٢٥

Musa dedi ki; «Ya Rabbi! Gönlümü genişlet.

– Seyyid Kutub

وَيَسِّرۡ لِيٓ أَمۡرِي ٢٦

Görevimi kolaylaştır.

– Seyyid Kutub

وَٱحۡلُلۡ عُقۡدَةٗ مِّن لِّسَانِي ٢٧

Dilimin düğümünü çöz.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu