بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَن لَّا يُؤْمِنُ بِهَا وَٱتَّبَعَ هَوَىٰهُ فَتَرْدَىٰ ﴿١٦

Çünkü saat muhakkak gelecek, ben, hemen hemen onu gizliyorum ki her nefis sa'y ile cezalansın, binaenaleyh sakın ona inanmayıp da kendi hevasına uyan kimse seni ondan alıkoymasın sonra helâk olursun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَٰمُوسَىٰ ﴿١٧

O yeminindeki de ne ya Musâ?

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هِىَ عَصَاىَ أَتَوَكَّؤُاْ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِى وَلِىَ فِيهَا مَـَٔارِبُ أُخْرَىٰ ﴿١٨

O dedi: asâm, üzerine dayanırım ve onunla davarlarıma yaprak çırparım, benim onda daha diğer hacetlerim de vardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ أَلْقِهَا يَٰمُوسَىٰ ﴿١٩

Buyurdu ki bırak onu ya Musâ!

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَلْقَىٰهَا فَإِذَا هِىَ حَيَّةٌ تَسْعَىٰ ﴿٢٠

Bıraktı ne baksın o bir yılan olmuş koşuyor.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا ٱلْأُولَىٰ ﴿٢١

Tut onu, buyurdu: ve korkma biz onu evvelki sîretine iade edeceğiz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱضْمُمْ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَآءَ مِنْ غَيْرِ سُوٓءٍ ءَايَةً أُخْرَىٰ ﴿٢٢

Bir de elini koynuna sok, çıksın bembeyaz bir afetsiz diğer bir âyet olarak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لِنُرِيَكَ مِنْ ءَايَٰتِنَا ٱلْكُبْرَى ﴿٢٣

Ki sana en büyük âyetlerimizden gösterelim.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ﴿٢٤

Git Firavun’a zira o pek azdı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ ٱشْرَحْ لِى صَدْرِى ﴿٢٥

Dedi: Ya Rab! benim göğsüme genişlik ver.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَيَسِّرْ لِىٓ أَمْرِى ﴿٢٦

Ve bana işimi kolaylaştır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR