بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحْمَٰنُ وَلَدًا ﴿٨٨

O rahman veled edindi dediler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bir kısım kimseler: Rahman çocuk edindi, dediler.

— İbni Kesir

Onlar, “Rahmân, bir çocuk edindi” dediler.

— Diyanet İşleri

Dediler ki: «Çok esirgeyici (Allah) bir evlâd edindi».

— Hasan Basri Çantay

Bazı kâfirler «Rahmeti bol olan Allah, evlat edindi» dediler.

— Seyyid Kutub

لَّقَدْ جِئْتُمْ شَيْـًٔا إِدًّا ﴿٨٩

Kasem olsun pek ağır pek şeni bir cürette bulundunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; ortaya çok kötü bir şey attınız.

— İbni Kesir

Andolsun, siz çok çirkin bir şey ortaya attınız.

— Diyanet İşleri

Andolsun ki siz pek çirkin bir şey söylediniz.

— Hasan Basri Çantay

Sizler, böyle demekle son derece çirkin bir iddia ileri sürdünüz.

— Seyyid Kutub

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنشَقُّ ٱلْأَرْضُ وَتَخِرُّ ٱلْجِبَالُ هَدًّا ﴿٩٠

Az daha ondan gökler çatlayacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak ve dağlar göçecekti;

— İbni Kesir

(90-91) Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir!

— Diyanet İşleri

(90-91) Onlar O çok esirgeyici (Allaha) bir evlâd iddia etdiler diye, bu (sözden) dolayı nerdeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıb çökecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Bu iddia karşısında nerede ise gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar gürültü ile göçerek yerle bir olacak.

— Seyyid Kutub

أَن دَعَوْاْ لِلرَّحْمَٰنِ وَلَدًا ﴿٩١

O Rahman’a veled iddia ettiler diye.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Rahman'a çocuk isnad etmelerinden ötürü.

— İbni Kesir

(90-91) Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir!

— Diyanet İşleri

(90-91) Onlar O çok esirgeyici (Allaha) bir evlâd iddia etdiler diye, bu (sözden) dolayı nerdeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıb çökecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Onlar rahmeti bol olan Allah'a çocuk yakıştırdılar diye.

— Seyyid Kutub

وَمَا يَنۢبَغِى لِلرَّحْمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ﴿٩٢

Halbuki veled edinmek rahmana yaraşmaz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Oysa Rahman'a çocuk edinmek yaraşmaz.

— İbni Kesir

Hâlbuki Rahmân’a bir çocuk edinmek yakışmaz.

— Diyanet İşleri

Halbuki O çok esirgeyen (Allah) için bir evlâd edinmek asla yakışmaz.

— Hasan Basri Çantay

Oysa rahmeti bol olan Allah'a çocuk edinmek yakışmaz.

— Seyyid Kutub

إِن كُلُّ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ إِلَّآ ءَاتِى ٱلرَّحْمَٰنِ عَبْدًا ﴿٩٣

Göklerde ve yerde hiç bir kimse yoktur ki O Rahmana kul olarak gelecek olmasın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü göklerde ve yerlerde olan her şey, Rahman'a kul olarak gelecektir.

— İbni Kesir

Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak gelecektir.

— Diyanet İşleri

Göklerde ve yerde olan herkes, müstesna olmamak üzere, O çok esirgeyici (Allaha) mutlakaa kul olarak gelecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Göktekilerin ve yerdekilerin tümü rahmeti bol olan Allah'ın huzuruna kul olarak geleceklerdir.

— Seyyid Kutub

لَّقَدْ أَحْصَىٰهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا ﴿٩٤

Kasem olsun ki hepsini ihsa etmiş, hepsini sayı ile tadad buyurmuştur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; ilmi onları kuşatmış ve teker teker saymıştır.

— İbni Kesir

Andolsun, Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır.

— Diyanet İşleri

Andolsun ki O, bunları cem'iyyet olarak da saymış, ferdler olarak da saymışdır.

— Hasan Basri Çantay

Allah, onları bir bir sayarak hesaba geçirmiştir.

— Seyyid Kutub

وَكُلُّهُمْ ءَاتِيهِ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ فَرْدًا ﴿٩٥

Ve hepsi kıyamet günü ona tek olarak gelecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hepsi kıyamet günü O'na tek olarak gelecektir.

— İbni Kesir

Onlar(ın her biri) kıyamet günü O’na tek başına gelecektir.

— Diyanet İşleri

Onların her biri kıyamet günü Ona tek başına gelecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Kıyamet günü hepsi O'nun huzuruna teker teker geleceklerdir.

— Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ ٱلرَّحْمَٰنُ وُدًّا ﴿٩٦

İman edip salih işler yapanlar muhakkak, rahman onlar için bir meveddet (bir sevgi) verecek gönüllere sevdirecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki iman edip salih amel işleyenleri, Rahman sevgili kılacaktır.

— İbni Kesir

İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.

— Diyanet İşleri

Hakıykat îman edib de iyi iyi işler yapanlar (yok mu?) çok esirgeyici (Allah) onlar için (gönüllerde) bir sevgi verecekdir.

— Hasan Basri Çantay

İman edip iyi ameller işleyenlere gelince Allah, onlara sevgi armağan edecektir.

— Seyyid Kutub

فَإِنَّمَا يَسَّرْنَٰهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ ٱلْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِۦ قَوْمًا لُّدًّا ﴿٩٧

Sırf o Kur'an’ı senin lisanınla şunun için müyesser kıldık ki onunla müttekîleri müjdeliyesin inad edenleri de inzar edesin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İşte Biz; bunu muttakilere müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi uyarasın diye senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.

— İbni Kesir

Ey Muhammed! Biz, Allah’a karşı gelmekten sakınanları Kur’an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip) kolaylaştırdık.

— Diyanet İşleri

İşte biz onu (Kur'ânı) ancak onunla takva saahiblerini müjdeleyesin, (baatılda) mücâdele ve inâd edenleri korkutasın diye senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.

— Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed, kötülükten sakınanları müjdeleyesin ve inatçılar güruhunu uyarasın diye biz bu Kur'an'ı ana dilinde indirerek onu kolay anlamanı sağladık.

— Seyyid Kutub

وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًۢا ﴿٩٨

Hem onlardan evvel nice karn helâk ettik, hiç onlardan birini hissediyor musun, yâhud gizli bir seslerini işitiyor musun?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi onlardan hiç bir varlık emaresi hissediyor veya bir ses işitiyor musun?

— İbni Kesir

Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun?

— Diyanet İşleri

Biz onlardan evvel nice asırlar (halkını) helak etdik. (Şimdi) bunlardan hiç birini hissediyor (görüyor), yahud gizli bir sesini bile işidiyor musun?

— Hasan Basri Çantay

Biz bu inatçılardan önce nice kuşakları yokettik. Şimdi onların hiçbirini ortalıkta görüyor musun, yada onlardan kaynaklanan en zayıf bir ses kulağına geliyor mu?

— Seyyid Kutub

AYARLAR