بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَنَسُوقُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرۡدٗا ٨٦

Buna karşılık ağır günahkârları, susamış hayvan sürüleri gibi cehenneme süreriz.

– Seyyid Kutub

لَّا يَمۡلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحۡمَٰنِ عَهۡدٗا ٨٧

Allah'ın bu yolda yetki verdiği kimseler dışında hiç kimse bir başkasına aracılık, şefaat edemez.

– Seyyid Kutub

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗا ٨٨

Bazı kâfirler «Rahmeti bol olan Allah, evlat edindi» dediler.

– Seyyid Kutub

لَّقَدۡ جِئۡتُمۡ شَيۡـًٔا إِدّٗا ٨٩

Sizler, böyle demekle son derece çirkin bir iddia ileri sürdünüz.

– Seyyid Kutub

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرۡنَ مِنۡهُ وَتَنشَقُّ ٱلۡأَرۡضُ وَتَخِرُّ ٱلۡجِبَالُ هَدًّا ٩٠

Bu iddia karşısında nerede ise gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar gürültü ile göçerek yerle bir olacak.

– Seyyid Kutub

أَن دَعَوۡاْ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٗا ٩١

Onlar rahmeti bol olan Allah'a çocuk yakıştırdılar diye.

– Seyyid Kutub

وَمَا يَنۢبَغِي لِلرَّحۡمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ٩٢

Oysa rahmeti bol olan Allah'a çocuk edinmek yakışmaz.

– Seyyid Kutub

إِن كُلُّ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ إِلَّآ ءَاتِي ٱلرَّحۡمَٰنِ عَبۡدٗا ٩٣

Göktekilerin ve yerdekilerin tümü rahmeti bol olan Allah'ın huzuruna kul olarak geleceklerdir.

– Seyyid Kutub

لَّقَدۡ أَحۡصَىٰهُمۡ وَعَدَّهُمۡ عَدّٗا ٩٤

Allah, onları bir bir sayarak hesaba geçirmiştir.

– Seyyid Kutub

وَكُلُّهُمۡ ءَاتِيهِ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَرۡدًا ٩٥

Kıyamet günü hepsi O'nun huzuruna teker teker geleceklerdir.

– Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَيَجۡعَلُ لَهُمُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وُدّٗا ٩٦

İman edip iyi ameller işleyenlere gelince Allah, onlara sevgi armağan edecektir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu