بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَوْمَ نَحْشُرُ ٱلْمُتَّقِينَ إِلَى ٱلرَّحْمَٰنِ وَفْدًا ﴿٨٥

Müttekîleri vedf halinde (bir mesus olarak) huzuru rahmana cemedeceğimiz gün.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O gün muttakileri Rahman'ın huzurunda, O'na gelmiş konuklar olarak toplarız.

— İbni Kesir

(85-86) Allah’a karşı gelmekten sakınanları Rahmân’ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız, suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevk edeceğimiz günü düşün!

— Diyanet İşleri

(85-86) Müttakıyleri O çok esirgeyici (Allahın) huzuruna (süvari elçiler gibi) toplayacağımız, günahkârları ise susuz olarak cehenneme süreceğimiz gün,

— Hasan Basri Çantay

O gün kötülükten sakınanları seçkin konuklara yaraşır bir saygınlıkla, rahmeti bol olan Allah'ın huzurunda biraraya getiririz.

— Seyyid Kutub

وَنَسُوقُ ٱلْمُجْرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرْدًا ﴿٨٦

Mücrimleri de susuz olarak cehenneme sevkedeceğiz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Mücrimleri de suya götürür gibi cehenneme süreriz.

— İbni Kesir

(85-86) Allah’a karşı gelmekten sakınanları Rahmân’ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız, suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevk edeceğimiz günü düşün!

— Diyanet İşleri

(85-86) Müttakıyleri O çok esirgeyici (Allahın) huzuruna (süvari elçiler gibi) toplayacağımız, günahkârları ise susuz olarak cehenneme süreceğimiz gün,

— Hasan Basri Çantay

Buna karşılık ağır günahkârları, susamış hayvan sürüleri gibi cehenneme süreriz.

— Seyyid Kutub

لَّا يَمْلِكُونَ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَنِ ٱتَّخَذَ عِندَ ٱلرَّحْمَٰنِ عَهْدًا ﴿٨٧

Rahmanın nezdinde bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaate malik olamayacaklar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Rahman'ın katında, ahid almış olanlardan başkası asla şefaatta bulunamayacaktır.

— İbni Kesir

Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.

— Diyanet İşleri

Çok esirgeyici (Allahın) nezdinde ahd edinmiş olanlardan başkaları şefaat (hakkına) mâlik olmayacaklardır.

— Hasan Basri Çantay

Allah'ın bu yolda yetki verdiği kimseler dışında hiç kimse bir başkasına aracılık, şefaat edemez.

— Seyyid Kutub

وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحْمَٰنُ وَلَدًا ﴿٨٨

O rahman veled edindi dediler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bir kısım kimseler: Rahman çocuk edindi, dediler.

— İbni Kesir

Onlar, “Rahmân, bir çocuk edindi” dediler.

— Diyanet İşleri

Dediler ki: «Çok esirgeyici (Allah) bir evlâd edindi».

— Hasan Basri Çantay

Bazı kâfirler «Rahmeti bol olan Allah, evlat edindi» dediler.

— Seyyid Kutub

لَّقَدْ جِئْتُمْ شَيْـًٔا إِدًّا ﴿٨٩

Kasem olsun pek ağır pek şeni bir cürette bulundunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; ortaya çok kötü bir şey attınız.

— İbni Kesir

Andolsun, siz çok çirkin bir şey ortaya attınız.

— Diyanet İşleri

Andolsun ki siz pek çirkin bir şey söylediniz.

— Hasan Basri Çantay

Sizler, böyle demekle son derece çirkin bir iddia ileri sürdünüz.

— Seyyid Kutub

تَكَادُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنشَقُّ ٱلْأَرْضُ وَتَخِرُّ ٱلْجِبَالُ هَدًّا ﴿٩٠

Az daha ondan gökler çatlayacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak ve dağlar göçecekti;

— İbni Kesir

(90-91) Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir!

— Diyanet İşleri

(90-91) Onlar O çok esirgeyici (Allaha) bir evlâd iddia etdiler diye, bu (sözden) dolayı nerdeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıb çökecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Bu iddia karşısında nerede ise gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar gürültü ile göçerek yerle bir olacak.

— Seyyid Kutub

أَن دَعَوْاْ لِلرَّحْمَٰنِ وَلَدًا ﴿٩١

O Rahman’a veled iddia ettiler diye.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Rahman'a çocuk isnad etmelerinden ötürü.

— İbni Kesir

(90-91) Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir!

— Diyanet İşleri

(90-91) Onlar O çok esirgeyici (Allaha) bir evlâd iddia etdiler diye, bu (sözden) dolayı nerdeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıb çökecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Onlar rahmeti bol olan Allah'a çocuk yakıştırdılar diye.

— Seyyid Kutub

وَمَا يَنۢبَغِى لِلرَّحْمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا ﴿٩٢

Halbuki veled edinmek rahmana yaraşmaz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Oysa Rahman'a çocuk edinmek yaraşmaz.

— İbni Kesir

Hâlbuki Rahmân’a bir çocuk edinmek yakışmaz.

— Diyanet İşleri

Halbuki O çok esirgeyen (Allah) için bir evlâd edinmek asla yakışmaz.

— Hasan Basri Çantay

Oysa rahmeti bol olan Allah'a çocuk edinmek yakışmaz.

— Seyyid Kutub

إِن كُلُّ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ إِلَّآ ءَاتِى ٱلرَّحْمَٰنِ عَبْدًا ﴿٩٣

Göklerde ve yerde hiç bir kimse yoktur ki O Rahmana kul olarak gelecek olmasın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü göklerde ve yerlerde olan her şey, Rahman'a kul olarak gelecektir.

— İbni Kesir

Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak gelecektir.

— Diyanet İşleri

Göklerde ve yerde olan herkes, müstesna olmamak üzere, O çok esirgeyici (Allaha) mutlakaa kul olarak gelecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Göktekilerin ve yerdekilerin tümü rahmeti bol olan Allah'ın huzuruna kul olarak geleceklerdir.

— Seyyid Kutub

لَّقَدْ أَحْصَىٰهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا ﴿٩٤

Kasem olsun ki hepsini ihsa etmiş, hepsini sayı ile tadad buyurmuştur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; ilmi onları kuşatmış ve teker teker saymıştır.

— İbni Kesir

Andolsun, Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır.

— Diyanet İşleri

Andolsun ki O, bunları cem'iyyet olarak da saymış, ferdler olarak da saymışdır.

— Hasan Basri Çantay

Allah, onları bir bir sayarak hesaba geçirmiştir.

— Seyyid Kutub

وَكُلُّهُمْ ءَاتِيهِ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ فَرْدًا ﴿٩٥

Ve hepsi kıyamet günü ona tek olarak gelecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hepsi kıyamet günü O'na tek olarak gelecektir.

— İbni Kesir

Onlar(ın her biri) kıyamet günü O’na tek başına gelecektir.

— Diyanet İşleri

Onların her biri kıyamet günü Ona tek başına gelecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Kıyamet günü hepsi O'nun huzuruna teker teker geleceklerdir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR