بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِى بَعْضٍۖ وَنُفِخَ فِى ٱلصُّورِ فَجَمَعْنَٰهُمْ جَمْعًا ﴿٩٩

Ve o gün onları bırakıvermişizdir, bir kısmı diğerinin içinde dalgalanıyorlar, surada üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır ve.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün; Biz, onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur'a üflenince hepsini bir araya toplarız.

– İbni Kesir

O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonra sûra üfürülür de onları toptan bir araya getiririz.

– Diyanet İşleri

O gün biz onları birbiri içinde dalgalanır bir halde bırakmışızdır (bırakacağız. Artık) «Şuur» da üfürülmüşdür (üfürülecekdir.) Bu suretle hepsini (mahşerde) derleyip toparlamışızdır (toplayacağız).

– Hasan Basri Çantay

O gün biz insan yığınlarını önce dalgalanmaya bırakırız. Sonra Sur'a üflenince hepsini biraraya toplarız.

– Seyyid Kutub

وَعَرَضْنَا جَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ لِّلْكَٰفِرِينَ عَرْضًا ﴿١٠٠

Cehennem’i o gün kâfirlere bir gösteriş göstermişizdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün; kafirlere cehennemi öyle bir gösteririz ki;

– İbni Kesir

(100-101) O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!

– Diyanet İşleri

(100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!

– Hasan Basri Çantay

O gün cehennemi, kâfirlerin gözleri önüne dikeriz.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ كَانَتْ أَعْيُنُهُمْ فِى غِطَآءٍ عَن ذِكْرِى وَكَانُواْ لَا يَسْتَطِيعُونَ سَمْعًا ﴿١٠١

Onlar ki beni ihtar eden âyetlerimden gözleri bir gıtâ içinde idi, işitmeğe de tehamül edemiyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onların gözleri Bizim öğüdümüze karşı kapalıdır ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemezler.

– İbni Kesir

(100-101) O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!

– Diyanet İşleri

(100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!

– Hasan Basri Çantay

Dünyada onların gözlerini, bizi hatırlarına getirmelerini engelleyen bir perde örtmüştü ve kulakları da işitme yeteneğini yitirmişti.

– Seyyid Kutub

أَفَحَسِبَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَن يَتَّخِذُواْ عِبَادِى مِن دُونِىٓ أَوْلِيَآءَۚ إِنَّآ أَعْتَدْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَٰفِرِينَ نُزُلًا ﴿١٠٢

Ya o kâfirler beni bırakıpda kullarıma kendilerine mevlâ ittihaz edeceklerini mi zannettiler, biz cehennemi o kâfirler için bir konukluk hazırladık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kafirler, Beni bırakıp da kullarımı dost edinmelerini kafi mi sandılar? Doğrusu Biz, cehennemi kafirlere konak olarak hazırladık.

– İbni Kesir

İnkâr edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık.

– Diyanet İşleri

Kâfirler beni bırakıb da kullarımı (kendilerine) dostlar edineceklerini mi sandı (lar)? Biz cehennemi o kâfirler için bir konak olarak hazırladık.

– Hasan Basri Çantay

Kafirler beni bırakıp da kullarımı dost edinmelerini kafi mi sandılar? Doğrusu biz cehennemi kafirlere konak olarak hazırladık.

– Seyyid Kutub

قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُم بِٱلْأَخْسَرِينَ أَعْمَٰلًا ﴿١٠٣

Size, de: amelleri en ziyade hüsrana gidenleri haber vereyim mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Size amel bakımından en çok kayıpta bulunanları haber vereyim mi?

– İbni Kesir

(103-104) (Ey Muhammed!) De ki: “Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları hâlde, dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?”

– Diyanet İşleri

(103-104) De ki: «(Yapdıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünyâ hayaatında sa'yleri boşa gitmiş olanları size haber vereyim mi»?

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed, de ki; «Çalışmalarında en ağır kayba uğrayanları size haber verelim mi?»

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعًا ﴿١٠٤

Onlar ki dünya hayatta saiyleri boşa gitmektedir de kendilerini zannederler: ki cidden güzel sanat yapıyorlar. Bunlar işte o kimselerdir ki Rab’lerinin âyetlerine ve lıkasına küfretmişlerdir de hayır namına yaptıkları bütün amelleri heder olmuştur, artık kıyamet günü biz onlara hiç bir vezin tutturmayız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar ki; güzel iş yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çalışmaları boşa gitmiştir.

– İbni Kesir

(103-104) (Ey Muhammed!) De ki: “Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları hâlde, dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?”

– Diyanet İşleri

(103-104) De ki: «(Yapdıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünyâ hayaatında sa'yleri boşa gitmiş olanları size haber vereyim mi»?

– Hasan Basri Çantay

Dünya hayatında bütün emekleri boşa gittiği halde çok iyi işler yaptıklarını sananların (kimler olduğunu size söyleyelim mi?)

– Seyyid Kutub

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمْ وَلِقَآئِهِۦ فَحَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ فَلَا نُقِيمُ لَهُمْ يَوْمَ ٱلْقِيَٰمَةِ وَزْنًا ﴿١٠٥

Onlar ki dünya hayatta saiyleri boşa gitmektedir de kendilerini zannederler: ki cidden güzel sanat yapıyorlar. Bunlar işte o kimselerdir ki Rab’lerinin âyetlerine ve lıkasına küfretmişlerdir de hayır namına yaptıkları bütün amelleri heder olmuştur, artık kıyamet günü biz onlara hiç bir vezin tutturmayız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte onlar, Rabblarının ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Bunun için yaptıkları boşa gitmiştir. Kıyamet günü Biz, onlara değer vermeyeceğiz.

– İbni Kesir

Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkâr eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.

– Diyanet İşleri

Onlar Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşmayı (inkâr ile) kâfir olup da (hayr nâmına bütün) yapdıkları boşa gitmiş bulunanlardır ki biz kıyamet gününde onlar için hiçbir ölçü tutmayacağız.

– Hasan Basri Çantay

Bunlar, Rabb'lerinin ayetlerini ve O'nun huzuruna çıkaracaklarını inkâr edenlerdir. Bu yüzden onların iyi işleri geçersiz olmuştur. Kıyamet günü onların yaptıkları işleri tartıya almayız, kendilerine değer vermeyiz.

– Seyyid Kutub

ذَٰلِكَ جَزَآؤُهُمْ جَهَنَّمُ بِمَا كَفَرُواْ وَٱتَّخَذُوٓاْ ءَايَٰتِى وَرُسُلِى هُزُوًا ﴿١٠٦

İşte böyle onların cezaları cehennemdir, çünkü küfretmişler ve benim âyetlerimi ve peygamberlerimi eğlence yerine tutmuşlardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte onların cezası; inkar edip peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karşılık, cehennemdir.

– İbni Kesir

İşte böyle. İnkâr etmeleri, âyetlerimi ve Peygamberlerimi alay konusu yapmaları yüzünden onların cezası cehennemdir.

– Diyanet İşleri

İşte böyle. Onların cezası, küfr (ve inkâr) etdikleri ve benim âyetlerimi ve peygamberlerimi bir eğlenceye aldıkları için, cehennemdir.

– Hasan Basri Çantay

İşte onların cezası cehennemdir. Bu ceza onların inkârcı tutumlarının, ayetlerimi ve peygamberimi alaya almalarının karşılığıdır.

– Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ كَانَتْ لَهُمْ جَنَّٰتُ ٱلْفِرْدَوْسِ نُزُلًا ﴿١٠٧

İman edip salih ameller işleyen kimselere gelince: onlar için Firdevs cennetleri bir konukluk olmuştur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki iman edip salih amel işleyenlerin konakları, Firdevs cennetleridir.

– İbni Kesir

(107-108) Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar için içlerinde ebedî kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler.

– Diyanet İşleri

Hakıykaten îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince): Onların konakları da Firdevs cennetleridir.

– Hasan Basri Çantay

İman edip iyi ameller işleyenlere gelince onlar, Firdevs cennetlerinde ağırlanacaklardır.

– Seyyid Kutub

خَٰلِدِينَ فِيهَا لَا يَبْغُونَ عَنْهَا حِوَلًا ﴿١٠٨

İçlerinde muhalled olmak üzere kalırlar, onlardan çıkmak istemezler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Orada temmelli kalırlar ve hiç ayrılmak istemezler.

– İbni Kesir

(107-108) Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar için içlerinde ebedî kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler.

– Diyanet İşleri

Bunların içerisinde ebedî kalıcıdırlar onlar. Oradan ayrılmak da istemezler.

– Hasan Basri Çantay

Orada sonsuza dek kalacaklar, başka bir yere taşınmak istemeyeceklerdir.

– Seyyid Kutub

قُل لَّوْ كَانَ ٱلْبَحْرُ مِدَادًا لِّكَلِمَٰتِ رَبِّى لَنَفِدَ ٱلْبَحْرُ قَبْلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَٰتُ رَبِّى وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِۦ مَدَدًا ﴿١٠٩

De ki: eğer Rabbim’in kelimâtı için deniz mürekkeb olsa idi her halde Rabbim’in kelimatı tükenmeden deniz tükenirdi, bir misli de meded getirsek bile.

– Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Rabbımın sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadarını da katsak; daha Rabbımın sözleri tükenmeden denizler tükenirdi.

– İbni Kesir

De ki: “Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmeden önce denizler tükenirdi.”

– Diyanet İşleri

De ki: «Rabbimin sözleri (ni yazmak) için (bütün) deniz (lerin suyu) mürekkeb olsa ve bir o kadar daha yardımcı olarak ilâve etsek Rabbimin sözleri tükenmeden o deniz (ler) tükenir».

– Hasan Basri Çantay

De ki; «Rabb'imin sözlerini yazmak için, denizler mürekkep olsa da onlara bir o kadarını daha katsak, Rabb'imin sözleri bitmeden önce denizler biterdi.»

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu