بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَا تَقْتُلُواْ ٱلنَّفْسَ ٱلَّتِى حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلْحَقِّۗ وَمَن قُتِلَ مَظْلُومًا فَقَدْ جَعَلْنَا لِوَلِيِّهِۦ سُلْطَٰنًا فَلَا يُسْرِف فِّى ٱلْقَتْلِۖ إِنَّهُۥ كَانَ مَنصُورًا ٣٣

Allahın haram kıldığı cana, haklı bir sebeb olmadıkça, kıymayın. Kimi mazlum olarak öldürülürse biz onun velîsine (mirasçısına maktülün hakkını taleb hususunda) bir salâhiyyet vermişizdir. O da katilde israf etmesin. Çünkü o, cidden (ve zâten) yardıma mazhar edilmişdir.

– Hasan Basri Çantay

وَلَا تَقْرَبُواْ مَالَ ٱلْيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِى هِىَ أَحْسَنُ حَتَّىٰ يَبْلُغَ أَشُدَّهُۥۚ وَأَوْفُواْ بِٱلْعَهْدِۖ إِنَّ ٱلْعَهْدَ كَانَ مَسْـُٔولًا ٣٤

Yetimin, erginlik çağına erişinceye kadar, malına yaklaşmayın. Meğer ki bu, en iyi bir suretle ola. Bir de ahdi yerine getirin. Çünkü ahid (den cayanlar) sorumludur.

– Hasan Basri Çantay

وَأَوْفُواْ ٱلْكَيْلَ إِذَا كِلْتُمْ وَزِنُواْ بِٱلْقِسْطَاسِ ٱلْمُسْتَقِيمِۚ ذَٰلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا ٣٥

Ölçdüğünüz vakit da ölçeği tam yapın. Doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha hayırlıdır, hem aakıbeti i'tibariyle daha güzeldir.

– Hasan Basri Çantay

وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِۦ عِلْمٌۚ إِنَّ ٱلسَّمْعَ وَٱلْبَصَرَ وَٱلْفُؤَادَ كُلُّ أُوْلَٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْـُٔولًا ٣٦

Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey'in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes'uldür.

– Hasan Basri Çantay

وَلَا تَمْشِ فِى ٱلْأَرْضِ مَرَحًاۖ إِنَّكَ لَن تَخْرِقَ ٱلْأَرْضَ وَلَن تَبْلُغَ ٱلْجِبَالَ طُولًا ٣٧

Yer (yüzün) de kibr-ü azametle yürüme. Çünkü (ne kadar bassan) arzı cidden yaramazsın, boyca da asla dağlara eremezsin!..

– Hasan Basri Çantay

كُلُّ ذَٰلِكَ كَانَ سَيِّئُهُۥ عِندَ رَبِّكَ مَكْرُوهًا ٣٨

Kötü olan bütün bunlar Rabbinin indinde sevilmeyen (şeyler) dir.

– Hasan Basri Çantay

ذَٰلِكَ مِمَّآ أَوْحَىٰٓ إِلَيْكَ رَبُّكَ مِنَ ٱلْحِكْمَةِۗ وَلَا تَجْعَلْ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتُلْقَىٰ فِى جَهَنَّمَ مَلُومًا مَّدْحُورًا ٣٩

Bunlar Rabbinin sana vahyetdiği hikmet (ler) dendir. Allah ile beraber diğer bir Tanrı edinme ki sonra yerinmiş, koğulmuş olarak cehenneme atılırsın.

– Hasan Basri Çantay

أَفَأَصْفَىٰكُمْ رَبُّكُم بِٱلْبَنِينَ وَٱتَّخَذَ مِنَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنَٰثًاۚ إِنَّكُمْ لَتَقُولُونَ قَوْلًا عَظِيمًا ٤٠

Yâ! Rabbiniz size oğulları beğenib seçdi de kendisi meleklerden dişiler mi edindi?! Hakıykaten siz büyük söz söylüyorsunuz!

– Hasan Basri Çantay

وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِى هَٰذَا ٱلْقُرْءَانِ لِيَذَّكَّرُواْ وَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا نُفُورًا ٤١

Andolsun, bu (ihtaarı) şu Kur'anda dürlü dürlü şekillerde açıklamışızdır. Tâki iyice düşünüb ibret alsınlar. Halbuki bu, onların (hakdan) nefret etmelerinden başka, bir şey'i artırmıyor.

– Hasan Basri Çantay

قُل لَّوْ كَانَ مَعَهُۥٓ ءَالِهَةٌ كَمَا يَقُولُونَ إِذًا لَّٱبْتَغَوْاْ إِلَىٰ ذِى ٱلْعَرْشِ سَبِيلًا ٤٢

De ki: Allah ile beraber, söyleyegeldikleri gibi, (başkaca) Tanrılar da olsaydı onlar arşın saahibine elbet bir yol ararlardı.

– Hasan Basri Çantay

سُبْحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوًّا كَبِيرًا ٤٣

O, bunların söylemekde oldukları şeylerden tamâmiyle münezzehdir, yücedir, büyükdür.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu