بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ٱقْرَأْ كِتَٰبَكَ كَفَىٰ بِنَفْسِكَ ٱلْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسِيبًا ﴿١٤

Oku kitabını, muhasebeci bugün üzerinde nefsin yeter.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَّنِ ٱهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِى لِنَفْسِهِۦۖ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَاۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰۗ وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّىٰ نَبْعَثَ رَسُولًا ﴿١٥

Kim doğru giderse sırf kendi lehine gider, kim de sapıklık ederse ancak aleyhine eder ve hiç bir vizir çeken diğerinin vizrini çekmez, biz bir Resul göndericiye kadar tazib de etmeyiz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذَآ أَرَدْنَآ أَن نُّهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُواْ فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا ٱلْقَوْلُ فَدَمَّرْنَٰهَا تَدْمِيرًا ﴿١٦

Bir memleketi helâk etmek murad ettiğimiz vakit ise onun devletlerine (itaat) emrederiz, onlar itaat etmez de orada fısk yaparlar, bunun üzerine o memleket aleyhine hüküm, hakkolur artık onu tedmir eder de ederiz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِنَ ٱلْقُرُونِ مِنۢ بَعْدِ نُوحٍۗ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرًۢا بَصِيرًا ﴿١٧

Hem Nuh’tan sonra ne kadar karnler helâk ettik, kullarının günahlarına Rabb’inın habîr basîr olması yeter.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَّن كَانَ يُرِيدُ ٱلْعَاجِلَةَ عَجَّلْنَا لَهُۥ فِيهَا مَا نَشَآءُ لِمَن نُّرِيدُ ثُمَّ جَعَلْنَا لَهُۥ جَهَنَّمَ يَصْلَىٰهَا مَذْمُومًا مَّدْحُورًا ﴿١٨

Her kim peşin istiyorsa ona dünyada peşin veririz, dilediğimiz kadar istediğimize, sonra da ona cehennemi tahsis ederiz, mezmun, matrud bir halde ona yaslanır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَنْ أَرَادَ ٱلْءَاخِرَةَ وَسَعَىٰ لَهَا سَعْيَهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُوْلَٰٓئِكَ كَانَ سَعْيُهُم مَّشْكُورًا ﴿١٩

Her kim de Âhiret’i ister ona lâyık bir sa'yile onun için mü'min olarak çalısırsa işte bunların sa’yleri meşkûr olur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كُلًّا نُّمِدُّ هَٰٓؤُلَآءِ وَهَٰٓؤُلَآءِ مِنْ عَطَآءِ رَبِّكَۚ وَمَا كَانَ عَطَآءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا ﴿٢٠

Hepsine imdad ederiz: hem onlara hem onlara, mahzâ Rabbin’in atâsından, Rabbin’in atâsı yasak değildir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱنظُرْ كَيْفَ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍۚ وَلَلْءَاخِرَةُ أَكْبَرُ دَرَجَٰتٍ وَأَكْبَرُ تَفْضِيلًا ﴿٢١

Bak bir kısmını diğerine nasıl tafdıl etmişiz ve elbette Âhiret derecatca da daha büyük, tafdılce de daha büyüktür.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا تَجْعَلْ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَقْعُدَ مَذْمُومًا مَّخْذُولًا ﴿٢٢

Allah’ın maiyyetinde diğer bir ilâh yapma ki mezmun, mahzul kalmıyasın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوٓاْ إِلَّآ إِيَّاهُ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَٰنًاۚ إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ ٱلْكِبَرَ أَحَدُهُمَآ أَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُل لَّهُمَآ أُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلًا كَرِيمًا ﴿٢٣

Rabbin şunları katî ferman buyurdu: ondan başkasına ibadet etmeyin, ebeveyne güzellik edin, ya birisi yâhud ikisi de yanında ihtiyarlık haline gelirse sakın onlara üff deme ve onları azarlama ikisine de ikramlı söz söyle.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ ٱلذُّلِّ مِنَ ٱلرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ٱرْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِى صَغِيرًا ﴿٢٤

İkisine de merhametten döşenerek kanad indir ve de ki: Rabbim! İkisine de merhamet buyur, beni küçükken terbiye ettikleri gibi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR