بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَآ أَنزَلْنَا عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِى ٱخْتَلَفُواْ فِيهِۙ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ ﴿٦٤

Sana bu kitabı indirmemiz de ancak şunun içindir ki onlara hakkında ihtilâf ettikleri şeyi beyan edesin ve iman edeceklere bir hidayet, bir rahmet olsun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sana kitabı; sırf ihtilafa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve inananlar topluluğuna hidayet ve rahmet olmak üzere indirdik.

– İbni Kesir

Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.

– Diyanet İşleri

(Bu) kitabı sana (başka bir hikmetle değil) ancak hakkında ihtilâf etdikleri şeydir açıkça anlatman için ve îman edecek her hangi bir kavme bir hidâyet ve rahmet olarak gönderdik.

– Hasan Basri Çantay

Biz sana bu kitabı, insanlara anlaşmazlığa düştükleri meseleleri açıklayasın, mü'minlere ise yol gösterici ve rahmet kaynağı olsun diye indirdik.

– Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَآۚ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَسْمَعُونَ ﴿٦٥

Evet Allah Semâ’dan bir su indirdi de onunla arz’a ölümünden sonra hayat verdi, her halde bunda dinleyecek bir kavim için bir âyet vardır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah; gökten su indirir de onunla yeryüzünü öldükten sonra tekrar diriltir. Muhakkak ki bunda, dinleyen topluluklar için ayet vardır.

– İbni Kesir

Allah, gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz bunda dinleyecek bir toplum için bir ibret vardır.

– Diyanet İşleri

Allah gökden (bulutdan) su (yağmur) indirdi de onunla yer (yüzün) e, ölümünden sonra, can verdi. Şübhesiz ki bunda dinleyecek bir kavm için (ibret verici) bir âyet vardır.

– Hasan Basri Çantay

Allah gökten su indirerek, onunla yeri, ölümünden sonra diriltti. Gerçekleri işitebilecek kulakları olanlar için bunda ibret dersi vardır.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ لَكُمْ فِى ٱلْأَنْعَٰمِ لَعِبْرَةًۖ نُّسْقِيكُم مِّمَّا فِى بُطُونِهِۦ مِنۢ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَّبَنًا خَالِصًا سَآئِغًا لِّلشَّٰرِبِينَ ﴿٦٦

Her halde size sağmal hayvanlarda da bir ibret vardır, size onun butûnundakinden fers ile dem arasında halis bir süt içiriyoruz ki içenlerin boğazından kayar gider.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sizin için hayvanlarda da ibret vardır. Onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından; size, içenlerin boğazından kolaylıkla geçen dupduru bir süt içiririz.

– İbni Kesir

Şüphesiz (sağmal) hayvanlarda da sizin için bir ibret vardır. Onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (süzülen) içenlere halis ve içimi kolay süt içiriyoruz.

– Diyanet İşleri

Sağmal hayvanlarda da sizin için elbette bir ibret vardır. Size onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla geçen dubduru (ve tertemiz) bir süt içiriyoruz.

– Hasan Basri Çantay

Sizin için süt hayvanlarında da ibret dersi vardır. Onların karınlarındaki (bağırsaklarındaki) posa ile kan arasından size halis ve tatlı içimli bir besin kaynağı olan sütü içiririz.

– Seyyid Kutub

وَمِن ثَمَرَٰتِ ٱلنَّخِيلِ وَٱلْأَعْنَٰبِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًاۗ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ ﴿٦٧

Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvalarından da, bundan hem bir müskir çıkarırsınız hem de bir güzel rızık, her halde bunda aklı olan bir kavim için elbet bir âyet var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden; şerbet, şıra ve güzel rızık elde edersiniz. Akleden bir kavim için bunda bir ayet vardır.

– İbni Kesir

Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.

– Diyanet İşleri

Hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerden de içki ve güzel bir rızk edinirsiniz, işte bunda da aklını kullanacak bir kavm için hiç şübhesiz bir âyet vardır.

– Hasan Basri Çantay

Hurma ağaçlarının meyvaları ile üzümlerden içki ve yararlı besin elde edersiniz. Düşünenler için bunda ibret dersi vardır.

– Seyyid Kutub

وَأَوْحَىٰ رَبُّكَ إِلَى ٱلنَّحْلِ أَنِ ٱتَّخِذِى مِنَ ٱلْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ ٱلشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ ﴿٦٨

Rabbin bal arısına da şöyle vahyetti: dağlardan ve ağaçlardan ve kuracakları köşklerden göz göz evler edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Rabbın bal arısına vahyetti ki: Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin.

– İbni Kesir

Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin.”

– Diyanet İşleri

(68-69) Rabbin bal arısına: «Dağlardan, ağaçlardan ve (insanların senin için yapacakları) çardaklardan evler (kovanlar) edin, sonra meyve (ve çiçek) lerin her birinden ye de Rabbinin (bal imâlinde öğretdiği ve) kolaylıklar gösterdiği yaylım yollarına git» diye ilham etdi. Onların karınlarından (ağızlarından) renkleri çeşidli şerbet (bal) çıkar ki onda insanlar için şifâ vardır. İşte bunda da tefekkür edecek bir zümre için elbette bir âyet var.

– Hasan Basri Çantay

Rabbin bal arısına ilham etti ki; «Dağ oyuklarında, ağaç kovuklarında ve asma yaprakları arasında petek ör.»

– Seyyid Kutub

ثُمَّ كُلِى مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ فَٱسْلُكِى سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلًاۚ يَخْرُجُ مِنۢ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَٰنُهُۥ فِيهِ شِفَآءٌ لِّلنَّاسِۗ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٦٩

Sonra meyvaların hepsinden ye de Rabbin’in müyesser kıldığı yollara koy, içlerinden renkleri muhtelif bir içecek peydâ olur ki onda insanlara bir şifa vardır, her halde bunda tefekkür edecek bir kavim için elbet bir âyet var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra her tür üründen ye. Sonra da Rabbının işlemen için gösterdiği yoldan yürü. Karınlarından insanlara şifa olan, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar. Bunda düşünen bir kavim için şüphesiz bir ayet vardır.

– İbni Kesir

“Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir.” Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.

– Diyanet İşleri

(68-69) Rabbin bal arısına: «Dağlardan, ağaçlardan ve (insanların senin için yapacakları) çardaklardan evler (kovanlar) edin, sonra meyve (ve çiçek) lerin her birinden ye de Rabbinin (bal imâlinde öğretdiği ve) kolaylıklar gösterdiği yaylım yollarına git» diye ilham etdi. Onların karınlarından (ağızlarından) renkleri çeşidli şerbet (bal) çıkar ki onda insanlar için şifâ vardır. İşte bunda da tefekkür edecek bir zümre için elbette bir âyet var.

– Hasan Basri Çantay

Sonra her meyvadan ye, Rabbinin önüne açtığı bütün yolları aş.» Arının karnından değişik renkli ve insanlar için şifa kaynağı olan bir içecek (bal) çıkar. Bu olayda düşünen kimseler için ibret dersi vardır.

– Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ خَلَقَكُمْ ثُمَّ يَتَوَفَّىٰكُمْۚ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰٓ أَرْذَلِ ٱلْعُمُرِ لِكَىْ لَا يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌ قَدِيرٌ ﴿٧٠

Hem Allah sizi halketti, sonra sizi vefat ettiriyor, içinizden kimi de erzeli ömre reddolunuyor ki biraz ilimden sonra bir şey bilemez olsun, her halde Allah hem Alim hem kadîr.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah sizi yaratmıştır, sonra da öldürecektir. İçinizden bir kısmı ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki bilirken bilmez olur. Muhakkak Allah Alim'dir, Kadir'dir.

– İbni Kesir

Allah, sizi yarattı. Sonra sizi öldürecek. İçinizden kimileri de, bilgili olduktan sonra hiçbir şeyi bilmesin diye ömrünün en düşkün çağına ulaştırılır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeye) hakkıyla gücü yetendir.

– Diyanet İşleri

Sizi Allah yaratdı. Sizi yine O öldürecek. İçinizden kimi — bildikden sonra (çocuk gibi) bir şey bilmesin diye — en aşağı ömre kadar geri götürülür. Allah (her şey'i) hakkıyle bilen, kemâliyle kaadir olandır.

– Hasan Basri Çantay

Allah sizi yarattı, sonra canınızı alır; kiminizin ömrü en rezil, en güçsüz yaşlara kadar uzatılır da adam vaktiyle bildiklerinin hiçbirini bilmez olur. Hiç şüphesiz Allah her şeyi bilir ve her şeyi yapabilir.

– Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ فِى ٱلرِّزْقِۚ فَمَا ٱلَّذِينَ فُضِّلُواْ بِرَآدِّى رِزْقِهِمْ عَلَىٰ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُهُمْ فَهُمْ فِيهِ سَوَآءٌۚ أَفَبِنِعْمَةِ ٱللَّهِ يَجْحَدُونَ ﴿٧١

Allah bazınızı bazınıza rızıkta tafdıl de etti, fazla verilenler rızıklarını ellerinin altındakilere reddediyorlar da hepsi onda müsavi oluyorlar da değil, şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar? Allah size kendilerinizden zevceler de verdi ve size zevcelerinizden oğullar ve torunlar verdi ve sizi hoş hoş nimetlerden merzuk buyurdu, şimdi bâtıla inanıyorlar da onlar Allah’ın nimetine küfür mü ediyorlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah; rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar buyrukları altında bulunanların rızıklarını vermezler. Halbuki bunda hepsi eşittir. Yoksa Allah'ın nimetini bile bile inkar mı ediyorlar?

– İbni Kesir

Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altındakilere vermezler ki rızıkta hep eşit olsunlar. Şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar?

– Diyanet İşleri

Allah rızk hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. O üstün kılınanlar, onda hepsi eşit olmak üzere, rızklarını ellerinin altındakilere verici değildirler. O halde bunlar Allahın ni'metini bilerek inkâr mı ediyorlar?

– Hasan Basri Çantay

Allah rızık alanında bir bölümünüzü diğerlerinizden üstün kıldı. Üstün konumdakiler rızıklarını, buyrukları altındaki yoksullarla paylaşmıyorlar ki, herkes eşit geçim düzeyine kavuşsun. Acaba Allah'ın nimetlerini inkar mı ediyorsunuz?

– Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَٰجًا وَجَعَلَ لَكُم مِّنْ أَزْوَٰجِكُم بَنِينَ وَحَفَدَةً وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِۚ أَفَبِٱلْبَٰطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَتِ ٱللَّهِ هُمْ يَكْفُرُونَ ﴿٧٢

Allah bazınızı bazınıza rızıkta tafdıl de etti, fazla verilenler rızıklarını ellerinin altındakilere reddediyorlar da hepsi onda müsavi oluyorlar da değil, şimdi Allah’ın nimetini mi inkâr ediyorlar? Allah size kendilerinizden zevceler de verdi ve size zevcelerinizden oğullar ve torunlar verdi ve sizi hoş hoş nimetlerden merzuk buyurdu, şimdi bâtıla inanıyorlar da onlar Allah’ın nimetine küfür mü ediyorlar?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah sizin için kendinizden eşler yarattı. Eşlerinizden de sizin için oğullar, torunlar varetti. Temiz şeylerden size rızık verdi. Böyleyken batıla inanıyorlar da Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

– İbni Kesir

Allah, size kendi cinsinizden eşler var etti. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı. Öyleyken onlar batıla inanıyorlar da Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

– Diyanet İşleri

Allah sizin için kendilerinizden çiftler yapdı. Size çiftlerinizden oğullar ve torunlar verdi ve sizi güzel güzel (nimetler) den rızıklandırdı. Şimdi baatıla inanıyorlar da onlar, Allahın ni'metlerine nankörlük mü ediyorlar?

– Hasan Basri Çantay

Allah size kendi türünüzden eşler sundu; bu eşlerinizden size çocuklar, torunlar verdi, size temiz rızıklar bağışladı. Durum böyleyken, onlar batıla inanıp Allah'ın nimetlerini inkâr mı ediyorlar?

– Seyyid Kutub

وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَهُمْ رِزْقًا مِّنَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ شَيْـًٔا وَلَا يَسْتَطِيعُونَ ﴿٧٣

Allah’ı bırakıp da kendilerine göklerden ve Yerden zerrece bir rızka malik olmayan ve olmak ihtimali bulunmayan şeylere tapıyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onlar; Allah'ı bırakarak, göklerden ve yerden kendilerine verecek rızıkları olmayan, olsa bile veremeyen şeylere mi tapınıyorlar?

– İbni Kesir

Allah’ı bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna gücü de yetmeyen şeylere tapıyorlar.

– Diyanet İşleri

(Müşrikler) Allâhı bırakıb da kendileri için ne göklerden, ne yerden hiç bir rızka, hiç bir şey'e mâlik olmayan ve buna güçleri dahi yetmeyen şeylere (putlara) taparlar.

– Hasan Basri Çantay

Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine göklerden ya da yerden hiçbir rızık veremeyen buna asla gücü yetmeyen düzmece ilahlara taparlar.

– Seyyid Kutub

فَلَا تَضْرِبُواْ لِلَّهِ ٱلْأَمْثَالَۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ ﴿٧٤

Artık Allah’a temsiller yapmağa kalkmayın, çünkü Allah bilir siz bilmezsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah'a benzerler koşmaya kalkmayın. Şüphesiz Allah bilir, siz bilmezsiniz.

– İbni Kesir

Artık Allah’a (şanına uymayan) benzetmeler yapmaya kalkmayın. Çünkü Allah bilir, siz bilmezsiniz.

– Diyanet İşleri

Artık Allaha benzerler koşub durmayın. Çünkü Allah (her şey'i) biliyor, siz bilmiyorsunuz.

– Hasan Basri Çantay

Allah'a benzerler yakıştırmaya kalkışmayınız. Çünkü Allah bilir, siz bilmezsiniz.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu