بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ﴿٢٩

Onu yapıp ruhumdan üflediğimde; siz derhal onun için secdeye kapanın.

— İbni Kesir

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٣٠

Bunun üzerine meleklerin hepsi bütünüyle secde etti.

— İbni Kesir

إِلَّآ إِبْلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ﴿٣١

Ancak İblis secde edenlerle beraber olmaktan çekinerek dayattı.

— İbni Kesir

قَالَ يَٰٓإِبْلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ﴿٣٢

Buyurdu ki: Ey İblis, sen neden secde edenlerle beraber değildin?

— İbni Kesir

قَالَ لَمْ أَكُن لِّأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُۥ مِن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ﴿٣٣

Ben, dedi: Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın insana secde etmem.

— İbni Kesir

قَالَ فَٱخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ﴿٣٤

Buyurdu ki: Öyleyse çık oradan. Sen, artık kovulmuş birisin.

— İbni Kesir

وَإِنَّ عَلَيْكَ ٱللَّعْنَةَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ ﴿٣٥

Muhakkak ki ceza gününe kadar la'net sanadır.

— İbni Kesir

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿٣٦

Dedi ki: Rabbım; beni hiç olmazsa tekrar dirilecekleri güne kadar ertele,

— İbni Kesir

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلْمُنظَرِينَ ﴿٣٧

Buyurdu ki: Şüphesiz sen ertelenenlerdensin.

— İbni Kesir

إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْوَقْتِ ٱلْمَعْلُومِ ﴿٣٨

Bilinen gün gelene kadar.

— İbni Kesir

قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغْوَيْتَنِى لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٣٩

Dedi ki: Rabbım; beni azdırdığın için, andolsun ki; ben de onlara yeryüzündeki fenalıkları güzel göstereceğim ve onların hepsini azdıracağım.

— İbni Kesir

AYARLAR