بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡجَآنَّ خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ ٢٧

Cann, onu da bundan evvel insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yaratmıştık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Daha önce de cinnleri alevli ateşten yarattık.

– İbni Kesir

Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.

– Diyanet İşleri

Cânn'ı da daha önce çok zehirleyici ateşden yaratdık.

– Hasan Basri Çantay

Cinni de daha önce dumansız alevden yarattık.

– Seyyid Kutub

وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ ٢٨

Ve düşün o vakti ki Rabbin melâikeye: ben, demişti: salsâlden, mesnun bir balçıktan bir beşer halkedeceğim. Binaenaleyh onu tesviye ettiğim ve içine ruhumdan nefheylediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbın meleklere demişti ki: Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir insan yaratacağım.

– İbni Kesir

(28-29) Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti.

– Diyanet İşleri

Hatırla o vakti ki Rabbin meleklere: «Ben, demişdi, kuru bir çamurdan, suuretlenmiş bir balçıkdan bir beşer yaratacağım».

– Hasan Basri Çantay

Hani Rabbin, meleklere dedi ki; «Ben kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan bir insan yaratacağım.»

– Seyyid Kutub

فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ٢٩

Ve düşün o vakti ki Rabbin melâikeye: ben, demişti: salsâlden, mesnun bir balçıktan bir beşer halkedeceğim. Binaenaleyh onu tesviye ettiğim ve içine ruhumdan nefheylediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yapıp ruhumdan üflediğimde; siz derhal onun için secdeye kapanın.

– İbni Kesir

(28-29) Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti.

– Diyanet İşleri

«O halde ben onun yaratılışını bitirdiğim, ona ruhumdan üflediğim zaman siz derhal onun için secdeye kapanın».

– Hasan Basri Çantay

Ona biçim verip içine kendi ruhumdan bir soluk üflediğimde önünde secdeye kapanınız!»

– Seyyid Kutub

فَسَجَدَ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ ٣٠

Onun üzerine melâike, hepsi toptan secde ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine meleklerin hepsi bütünüyle secde etti.

– İbni Kesir

Bunun üzerine bütün melekler saygı ile eğildiler.

– Diyanet İşleri

Bunun üzerine meleklerin hepsi topdan secde etdi.

– Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine bütün melekler hep birlikte secdeye kapandılar.

– Seyyid Kutub

إِلَّآ إِبۡلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ٣١

Ancak İblîs secde edenlerle beraber olmaktan ebâ eyledi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak İblis secde edenlerle beraber olmaktan çekinerek dayattı.

– İbni Kesir

Ancak İblis, saygı ile eğilenlerle beraber olmaktan kaçındı.

– Diyanet İşleri

Ancak İblîs bu secde edenlerle beraber olmakdan (çekinerek) dayatdı.

– Hasan Basri Çantay

Yalnız İblis, secdeye kapananlar arasında olmayı reddetti.

– Seyyid Kutub

قَالَ يَٰٓإِبۡلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ٣٢

Ya İblis, dedi: sen neye secde edenlerle beraber olmadın?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Ey İblis, sen neden secde edenlerle beraber değildin?

– İbni Kesir

Allah, “Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki maksadın ne?” dedi.

– Diyanet İşleri

(Cenâb-ı Hak): «Ey İblîs, sen neye secde edenlerle beraber olmadın?» dedi.

– Hasan Basri Çantay

Allah «Ey İblis, seni secde edenler ile birlikte olmaktan alıkoyan nedir?» dedi.

– Seyyid Kutub

قَالَ لَمۡ أَكُن لِّأَسۡجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقۡتَهُۥ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ ٣٣

Benim, dedi: bir salsâlden, bir mesnun balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem kabil değildir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben, dedi: Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın insana secde etmem.

– İbni Kesir

İblis dedi ki: “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem.”

– Diyanet İşleri

«Ben, dedi, kuru bir çamurdan, suuretlenmiş bir balçıkdan yaratdığın beşer için secde edeyim diye (var) olmadım»!

– Hasan Basri Çantay

İblis «Kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan yarattığın insana secde etmek bana yakışmaz» dedi.

– Seyyid Kutub

قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ ٣٤

O halde, dedi: çık oradan çünkü sen racîmsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Öyleyse çık oradan. Sen, artık kovulmuş birisin.

– İbni Kesir

(34-35) Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.

– Diyanet İşleri

(Cenâb-ı Hak) şöyle buyurdu: «O halde çık buradan. Çünkü sen artık koğulmuşsundur».

– Hasan Basri Çantay

Allah «Öyleyse defol oradan, artık sen rahmetimden kovulmuşsun» dedi.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ عَلَيۡكَ ٱللَّعۡنَةَ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ ٣٥

Ve bu lânet ceza gününe kadar üzerindedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki ceza gününe kadar la'net sanadır.

– İbni Kesir

(34-35) Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.

– Diyanet İşleri

«Hiç şübhesiz ceza gününe kadar lâ'net senin tependedir».

– Hasan Basri Çantay

Hesaplaşma gününe kadar sürekli olarak lânetim üzerinedir.

– Seyyid Kutub

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ ٣٦

Rabbim! dedi, öyle ise bana onların ba's olunacakları güne kadar mühlet ver.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dedi ki: Rabbım; beni hiç olmazsa tekrar dirilecekleri güne kadar ertele,

– İbni Kesir

İblis: “Rabbim! Öyle ise onların tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver” dedi.

– Diyanet İşleri

«Ey Rabbim, dedi, öyleyse bana (insanların) kabirlerinden kaldırılacakları güne kadar mühlet ver».

– Hasan Basri Çantay

İblis, «Ey Rabbim, o halde insanların tekrar dirilecekleri güne kadar bana yaşama süresi tanı» dedi.

– Seyyid Kutub

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ ٣٧

Haydi dedi: sen mühlet verilenlerdensin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Şüphesiz sen ertelenenlerdensin.

– İbni Kesir

(37-38) Allah da, "O hâlde, sen vakti (yalnızca benim tarafımdan) bilinen güne (kıyamete) kadar mühlet verilenlerdensin" dedi.

– Diyanet İşleri

(37-38) Buyurdu: «O halde sen (ındallah) ma'lûm olan (bir) zamanın gününe kadar gecikdirilenlerdensin».

– Hasan Basri Çantay

Allah, «Sen kendilerine yaşama süresi tanınanlardansın» dedi.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu