بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٌ ﴿٢٥

Ve hakikat Rabbin O, onları hep haşredecek, hakikat O, Hakîmdir, Alîmdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphe yok ki Rabbın, onları toplayacaktır. Gerçekten O, Hakim'dir, Alim'dir.

— İbni Kesir

Şüphesiz senin Rabbin onları diriltip bir araya getirecektir. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.

— Diyanet İşleri

Şübhe yok ki Rabb'in, (evet) O, onları (kabirlerinden kaldırıb) toplayacakdır. Hakıykat O, tam bir hüküm ve hikmet saahibidir, (her şey'i de) hakkıyle bilendir.

— Hasan Basri Çantay

Hiç kuşkusuz Rabbin tüm insanları biraraya toplayacaktır. O her işi yerinde yapar ve her şeyi bilir.

— Seyyid Kutub

وَلَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ﴿٢٦

Filhakika biz insanı bir "salsâl" den, mesnun bir balçıktan yarattık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki Biz; insanı, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.

— İbni Kesir

Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.

— Diyanet İşleri

Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, suuretlenmiş bir balçıkdan yaratdık.

— Hasan Basri Çantay

Gerçekten biz insanı kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan yarattık.

— Seyyid Kutub

وَٱلْجَآنَّ خَلَقْنَٰهُ مِن قَبْلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ ﴿٢٧

Cann, onu da bundan evvel insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yaratmıştık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Daha önce de cinnleri alevli ateşten yarattık.

— İbni Kesir

Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.

— Diyanet İşleri

Cânn'ı da daha önce çok zehirleyici ateşden yaratdık.

— Hasan Basri Çantay

Cinni de daha önce dumansız alevden yarattık.

— Seyyid Kutub

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ﴿٢٨

Ve düşün o vakti ki Rabbin melâikeye: ben, demişti: salsâlden, mesnun bir balçıktan bir beşer halkedeceğim. Binaenaleyh onu tesviye ettiğim ve içine ruhumdan nefheylediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbın meleklere demişti ki: Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir insan yaratacağım.

— İbni Kesir

(28-29) Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti.

— Diyanet İşleri

Hatırla o vakti ki Rabbin meleklere: «Ben, demişdi, kuru bir çamurdan, suuretlenmiş bir balçıkdan bir beşer yaratacağım».

— Hasan Basri Çantay

Hani Rabbin, meleklere dedi ki; «Ben kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan bir insan yaratacağım.»

— Seyyid Kutub

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ﴿٢٩

Ve düşün o vakti ki Rabbin melâikeye: ben, demişti: salsâlden, mesnun bir balçıktan bir beşer halkedeceğim. Binaenaleyh onu tesviye ettiğim ve içine ruhumdan nefheylediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onu yapıp ruhumdan üflediğimde; siz derhal onun için secdeye kapanın.

— İbni Kesir

(28-29) Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti.

— Diyanet İşleri

«O halde ben onun yaratılışını bitirdiğim, ona ruhumdan üflediğim zaman siz derhal onun için secdeye kapanın».

— Hasan Basri Çantay

Ona biçim verip içine kendi ruhumdan bir soluk üflediğimde önünde secdeye kapanınız!»

— Seyyid Kutub

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٣٠

Onun üzerine melâike, hepsi toptan secde ettiler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine meleklerin hepsi bütünüyle secde etti.

— İbni Kesir

Bunun üzerine bütün melekler saygı ile eğildiler.

— Diyanet İşleri

Bunun üzerine meleklerin hepsi topdan secde etdi.

— Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine bütün melekler hep birlikte secdeye kapandılar.

— Seyyid Kutub

إِلَّآ إِبْلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ﴿٣١

Ancak İblîs secde edenlerle beraber olmaktan ebâ eyledi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak İblis secde edenlerle beraber olmaktan çekinerek dayattı.

— İbni Kesir

Ancak İblis, saygı ile eğilenlerle beraber olmaktan kaçındı.

— Diyanet İşleri

Ancak İblîs bu secde edenlerle beraber olmakdan (çekinerek) dayatdı.

— Hasan Basri Çantay

Yalnız İblis, secdeye kapananlar arasında olmayı reddetti.

— Seyyid Kutub

قَالَ يَٰٓإِبْلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ﴿٣٢

Ya İblis, dedi: sen neye secde edenlerle beraber olmadın?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Ey İblis, sen neden secde edenlerle beraber değildin?

— İbni Kesir

Allah, “Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki maksadın ne?” dedi.

— Diyanet İşleri

(Cenâb-ı Hak): «Ey İblîs, sen neye secde edenlerle beraber olmadın?» dedi.

— Hasan Basri Çantay

Allah «Ey İblis, seni secde edenler ile birlikte olmaktan alıkoyan nedir?» dedi.

— Seyyid Kutub

قَالَ لَمْ أَكُن لِّأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُۥ مِن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ﴿٣٣

Benim, dedi: bir salsâlden, bir mesnun balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem kabil değildir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ben, dedi: Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın insana secde etmem.

— İbni Kesir

İblis dedi ki: “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem.”

— Diyanet İşleri

«Ben, dedi, kuru bir çamurdan, suuretlenmiş bir balçıkdan yaratdığın beşer için secde edeyim diye (var) olmadım»!

— Hasan Basri Çantay

İblis «Kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan yarattığın insana secde etmek bana yakışmaz» dedi.

— Seyyid Kutub

قَالَ فَٱخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ﴿٣٤

O halde, dedi: çık oradan çünkü sen racîmsin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Buyurdu ki: Öyleyse çık oradan. Sen, artık kovulmuş birisin.

— İbni Kesir

(34-35) Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.

— Diyanet İşleri

(Cenâb-ı Hak) şöyle buyurdu: «O halde çık buradan. Çünkü sen artık koğulmuşsundur».

— Hasan Basri Çantay

Allah «Öyleyse defol oradan, artık sen rahmetimden kovulmuşsun» dedi.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّ عَلَيْكَ ٱللَّعْنَةَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ ﴿٣٥

Ve bu lânet ceza gününe kadar üzerindedir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki ceza gününe kadar la'net sanadır.

— İbni Kesir

(34-35) Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi.

— Diyanet İşleri

«Hiç şübhesiz ceza gününe kadar lâ'net senin tependedir».

— Hasan Basri Çantay

Hesaplaşma gününe kadar sürekli olarak lânetim üzerinedir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR