بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَسَكَنتُمْ فِى مَسَٰكِنِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ ٱلْأَمْثَالَ ﴿٤٥

Siz de o kendilerine zulm etmiş olanların meskenlerine sakin oldunuz, onlara nasıl yaptığımız ise sizce tebeyyün etti ve size emsal gösterdik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Üstelik kendilerine zulmedenlerin yerlerinde oturdunuz, onlara yaptıklarımız ise sizlere açıklanmıştı. Size misaller vermiştik.

— İbni Kesir

“Kendilerine zulmedenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara ne yaptığımız ise size belli olmuştu. Size misaller de vermiştik.”

— Diyanet İşleri

Siz (Âd ve Semud kavmleri gibi) nefislerine zulmedenlerin diyarında da yerleşdiniz. Onlara neler yapdığımız sizin için apaçık meydana çıkdı. Size (bu hususta) bir çok misâller de gösterdik.

— Hasan Basri Çantay

Oysa daha önce kendilerine zulmetmiş olanların yurtlarında yaşadınız, onlara ne yaptığımızı açıkça öğrendiniz, size bu konuda çeşitli örnekler anlattık.

— Seyyid Kutub

وَقَدْ مَكَرُواْ مَكْرَهُمْ وَعِندَ ٱللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِن كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ ٱلْجِبَالُ ﴿٤٦

Filhakika onlar mekirlerini yaptılar, Allah indinde de onlara mekir var, isterse onların mekirleri dağları yerinden oynatacak olsun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Gerçekten onlar, düzenlerini kurmuşlardı. Halbuki dağları oynatacak güçte olsa bile, onların bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.

— İbni Kesir

Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır (Allah, onu bilir).

— Diyanet İşleri

Hakıykat, onlar (peygamberlere karşı) bir takım tuzaklar kurmuşlardı. Halbuki onların tuzaklarından dağlar yerinden oynayıb gitmiş olsa bile Allah katında onlara âid (nice nice) cezalar vardır.

— Hasan Basri Çantay

Onlar kuracakları tuzağı kurdular. Fakat tuzakları dağları yerlerinden oynatabilecek nitelikte olsa bile, Allah'ın denetimi altındadır.

— Seyyid Kutub

فَلَا تَحْسَبَنَّ ٱللَّهَ مُخْلِفَ وَعْدِهِۦ رُسُلَهُۥٓۗ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ ذُو ٱنتِقَامٍ ﴿٤٧

O halde sakın Allah’ı peygamberlerine olan vaadine hulf eder sanma, şüphesiz Allah azîzdir, intikamı vardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sakın, Allah'ın peygamberlerine vaadinden cayacağını sanma. Muhakkak Allah; Aziz'dir, intikam sahibidir.

— İbni Kesir

Sakın Allah’ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

— Diyanet İşleri

Öyle ise zinhar Allah, peygamberlerine olan va'dinden cayar sanma. Şübhesiz ki Aliah mutlak gaalibdir, intikam saahibidir.

— Hasan Basri Çantay

Sakın Allah'ın, peygamberlerine yönelik vaadinden cayacağını sanma. Hiç kuşkusuz Allah üstün iradeli ve öç alıcıdır.

— Seyyid Kutub

يَوْمَ تُبَدَّلُ ٱلْأَرْضُ غَيْرَ ٱلْأَرْضِ وَٱلسَّمَٰوَٰتُۖ وَبَرَزُواْ لِلَّهِ ٱلْوَٰحِدِ ٱلْقَهَّارِ ﴿٤٨

O gün ki arz başka tebdil olunur, Semavat da ve hep o Vâhid, Kahhâr olan Allah için fırlarlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O gün; yer başka bir yerle değiştirilir. Gökler de başka göklerle. Ve onlar; Vahid ve Kahhar olan Allah'ın huzuruna çıkarlar.

— İbni Kesir

O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hâkim) olan Allah’ın huzuruna çıkarlar.

— Diyanet İşleri

O gün ki yer başka bir yere, gökler de (başka göklere) tebdil olunacakdır. (İnsanlar kabirlerinden kalkıb) bir olan, kahhâr olan Allahın huzurunda toplanacaklardır.

— Hasan Basri Çantay

O gün yer başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülürler ve tüm insanlar tek ve ezici iradeli Allah'ın huzuruna çıkarlar.

— Seyyid Kutub

وَتَرَى ٱلْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ مُّقَرَّنِينَ فِى ٱلْأَصْفَادِ ﴿٤٩

Ve görürsün mücrimleri o gün birbirlerine çatılı çatılı bukağılardadırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O gün; mücrimleri zincirlere vurulmuş olarak görürsün.

— İbni Kesir

O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün.

— Diyanet İşleri

O gün günahkârların (şeytanlarıyle birlikde) bukağılara vurulmuş olduğunu görürsün.

— Hasan Basri Çantay

O gün günahkârların zincirlerle birbirlerine bağlandıklarını görürsün.

— Seyyid Kutub

سَرَابِيلُهُم مِّن قَطِرَانٍ وَتَغْشَىٰ وُجُوهَهُمُ ٱلنَّارُ ﴿٥٠

Gömlekleri katrandan, ve yüzlerini ateş kaplıyor.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Gömlekleri katrandandır, yüzlerini ateş bürüyecektir.

— İbni Kesir

Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.

— Diyanet İşleri

Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecekdir.

— Hasan Basri Çantay

Elbiseleri katrandan olacak ve yüzlerini ateş saracaktır.

— Seyyid Kutub

لِيَجْزِىَ ٱللَّهُ كُلَّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلْحِسَابِ ﴿٥١

Çünkü Allah her nefsi kazandığıle cezalandıracak, haberiniz olsun ki Allah’ın hesabı seri'dir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bu; Allah'ın herkese yaptığının karşılığını vermesi içindir. Muhakkak ki Allah; hesabı çabuk görendir.

— İbni Kesir

Allah, herkese kazandığının karşılığını vermek için böyle yapar. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

— Diyanet İşleri

(Onlar kabirlerinden şundan dolayı kalkacaklardır ki:) Allah herkese kazandığının cezasını versin. Şübhesiz ki Allah, hesabı çabuk görendir.

— Hasan Basri Çantay

Amaç, Allah'ın herkese işlediğinin karşılığını vermesidir. Hiç kuşkusuz Allah'ın hesap görmesi pek çabuktur.

— Seyyid Kutub

هَٰذَا بَلَٰغٌ لِّلنَّاسِ وَلِيُنذَرُواْ بِهِۦ وَلِيَعْلَمُوٓاْ أَنَّمَا هُوَ إِلَٰهٌ وَٰحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُوْلُواْ ٱلْأَلْبَٰبِ ﴿٥٢

Bu işte insanlara beliğ bir tebliğdir, hem bununla inzar edilsinler, hem onun ancak bir tek İlâh olduğunu bilsinler hem de öğüd alsın akl-ü vicdanı temiz olanlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bu; uyarılsınlar ve yalnızca bir tek ilah bulunduğunu bilsinler, akıl sahipleri de öğüt alsınlar diye insanlara bir tebliğdir.

— İbni Kesir

Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.

— Diyanet İşleri

İşte bu (Kur'an) — onunla tehlikelerden haberdâr edilsinler, Onun (Allahın) ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler, akl-ı selîm saahibleri iyice düşünüb öğüd alsınlar diye — (bütün) insanlara bir tebliğdir.

— Hasan Basri Çantay

Bu Kur'an tüm insanlara yönelik bir duyurudur. Onun aracılığı ile insanlar uyarılsın, herkes Allah'ın tek olduğunu öğrensin ve sağduyulu kimseler onun ibret derslerinden yararlansın diye inmiştir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR