بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ ﴿١

Diliyle çekiştirip yüzünde de alay edenin vay haline.

— İbni Kesir

ٱلَّذِى جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُۥ ﴿٢

Ki o, mal toplayıp onu sayar.

— İbni Kesir

يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُۥٓ أَخْلَدَهُۥ ﴿٣

Malının kendisini ebedi kılacağını sanır.

— İbni Kesir

كَلَّاۖ لَيُنۢبَذَنَّ فِى ٱلْحُطَمَةِ ﴿٤

Hayır; andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.

— İbni Kesir

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْحُطَمَةُ ﴿٥

Hutame'nin ne olduğunu bilir misin sen?

— İbni Kesir

نَارُ ٱللَّهِ ٱلْمُوقَدَةُ ﴿٦

O, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir.

— İbni Kesir

ٱلَّتِى تَطَّلِعُ عَلَى ٱلْأَفْـِٔدَةِ ﴿٧

Ki tırmanıp yüreklerin içine işler.

— İbni Kesir

إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌ ﴿٨

Bu, onların üzerine kapatılmıştır.

— İbni Kesir

فِى عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍۭ ﴿٩

Uzatılmış sütunlar arasında.

— İbni Kesir

AYARLAR