بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
كـَلَّاۖ لَيُنۢبَذَنَّ فِي ٱلۡحُطَمَةِ ٤
Hayır celâlim hakkı için atılacaktır o (tamuya) hutameye.
Hayır; andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır.
Hayır, O, andolsun (hor ve hakîr) «Hutame» ye (tamuya) atılacak.
Hayır. O kırıp geçen yere atılacaktır.
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡحُطَمَةُ ٥
Ve bildin mi hutame ne?
Hutame'nin ne olduğunu bilir misin sen?
Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin?
O Hutamenin neydiğini sana bildiren ne?
O kırıp geçenin ne olduğunu bilir misin sen?
نَارُ ٱللَّهِ ٱلۡمُوقَدَةُ ٦
Allah’ın tutuşturulmuş ateşi.
O, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir.
(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
(O), Allahın tutuşdurulmuş bir ateşidir,
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir o.
ٱلَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى ٱلۡأَفۡـِٔدَةِ ٧
Ki çıkar gönüller üstüne.
Ki tırmanıp yüreklerin içine işler.
(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
ki tırmanıb yüreklerin ta üstüne çıkacak (kaplayacak) dır o.
Tırmanıp yüreklerin üstüne çıkan.
إِنَّهَا عَلَيۡهِم مُّؤۡصَدَةٞ ٨
O kapatılacaktır onlar üstüne.
Bu, onların üzerine kapatılmıştır.
(8-9) Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.
Bu (ateşin kapıları da) onların üzerine kapatılmışdır.
Cehennem onların üzerine kapatılacaktır.
فِي عَمَدٖ مُّمَدَّدَةِۭ ٩
Uzatılmış sütunlarda.
Uzatılmış sütunlar arasında.
(8-9) Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.
(kendileri) uzatılmış sütun (larda bağlı olarak).
Uzun sütunlar içinde.