بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلَّذِي جَمَعَ مَالٗا وَعَدَّدَهُۥ ٢

(1-2) Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!

– Diyanet İşleri

يَحۡسَبُ أَنَّ مَالَهُۥٓ أَخۡلَدَهُۥ ٣

O, malının, kendisini ebedîleştirdiğini sanır.

– Diyanet İşleri

كـَلَّاۖ لَيُنۢبَذَنَّ فِي ٱلۡحُطَمَةِ ٤

Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır.

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡحُطَمَةُ ٥

Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin?

– Diyanet İşleri

نَارُ ٱللَّهِ ٱلۡمُوقَدَةُ ٦

(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.

– Diyanet İşleri

ٱلَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى ٱلۡأَفۡـِٔدَةِ ٧

(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.

– Diyanet İşleri

إِنَّهَا عَلَيۡهِم مُّؤۡصَدَةٞ ٨

(8-9) Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.

– Diyanet İşleri

فِي عَمَدٖ مُّمَدَّدَةِۭ ٩

(8-9) Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu