بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

مَا ٱلْقَارِعَةُ ﴿٢

Nedir o felaket kapısını çalacak olan?

— İbni Kesir

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْقَارِعَةُ ﴿٣

O felaket kapısını çalacak olanın ne olduğunu bilir misin sen?

— İbni Kesir

يَوْمَ يَكُونُ ٱلنَّاسُ كَٱلْفَرَاشِ ٱلْمَبْثُوثِ ﴿٤

O gün; insanlar yaygın pervaneye dönecekler.

— İbni Kesir

وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ ٱلْمَنفُوشِ ﴿٥

Dağlar; atılmış renkli yünler gibi olacak.

— İbni Kesir

فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَٰزِينُهُۥ ﴿٦

Ama kimin tartıları ağır gelirse;

— İbni Kesir

فَهُوَ فِى عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ﴿٧

O, hoş bir hayat içindedir.

— İbni Kesir

وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَٰزِينُهُۥ ﴿٨

Ama kimin de tartıları hafif gelirse;

— İbni Kesir

فَأُمُّهُۥ هَاوِيَةٌ ﴿٩

Artık onun da durağı Haviye'dir.

— İbni Kesir

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا هِيَهْ ﴿١٠

Onun ne olduğunu bilir misin sen?

— İbni Kesir

نَارٌ حَامِيَةٌۢ ﴿١١

Kızgın bir ateştir.

— İbni Kesir

AYARLAR