بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْعَٰدِيَٰتِ ضَبْحًا ﴿١

Andolsun Allah yolunda koştukça koşanlara,

— Seyyid Kutub

فَٱلْمُورِيَٰتِ قَدْحًا ﴿٢

Andolsun kıvılcımlar saçanlara,

— Seyyid Kutub

فَٱلْمُغِيرَٰتِ صُبْحًا ﴿٣

Sabah akşam akına çıkanlara,

— Seyyid Kutub

فَأَثَرْنَ بِهِۦ نَقْعًا ﴿٤

Ve tozu dumana katanlara,

— Seyyid Kutub

فَوَسَطْنَ بِهِۦ جَمْعًا ﴿٥

Düşman topluluğu içine dalanlara ki,

— Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٌ ﴿٦

İnsan Rabbine karşı çok nankördür.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌ ﴿٧

Ve kendisi de buna şahittir.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلْخَيْرِ لَشَدِيدٌ ﴿٨

Doğrusu o, malı çok sever.

— Seyyid Kutub

أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِى ٱلْقُبُورِ ﴿٩

Bilmez mi o, kabirlerde olanlar dışarı atıldığı,

— Seyyid Kutub

وَحُصِّلَ مَا فِى ٱلصُّدُورِ ﴿١٠

Kalplerde olanlar ortaya konulduğu zaman.

— Seyyid Kutub

AYARLAR