بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَا ظَنُّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَشۡكُرُونَ ٦٠

Allaha karşı yalan Uydurmakda devam edenlerin kıyamet günü (hakkındaki) zanları nedir? Şübhesiz ki Allah insanlara fazl (-u kerem) saahibidir. Fakat onların çoğu (bu nimete) şükretmezler.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا تَكُونُ فِي شَأۡنٖ وَمَا تَتۡلُواْ مِنۡهُ مِن قُرۡءَانٖ وَلَا تَعۡمَلُونَ مِنۡ عَمَلٍ إِلَّا كُنَّا عَلَيۡكُمۡ شُهُودًا إِذۡ تُفِيضُونَ فِيهِۚ وَمَا يَعۡزُبُ عَن رَّبِّكَ مِن مِّثۡقَالِ ذَرَّةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا فِي ٱلسَّمَآءِ وَلَآ أَصۡغَرَ مِن ذَٰلِكَ وَلَآ أَكۡبَرَ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٍ ٦١

Sen her hangi bir işde bulunmaya dur, onun hakkında Kur'andan bir şey okumayadur ve sizler de hiç bir iş işlemeye durun ki onun içine daldığınız vakit biz başınızda şâhidizdir. Ne yerde, ne gökde zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de haaric olmamak üzere (hepsi) muhakkak apaçık bir kitabda (yazılı) dır.

– Hasan Basri Çantay

أَلَآ إِنَّ أَوۡلِيَآءَ ٱللَّهِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ ٦٢

Haberiniz olsun ki Allahın velî (kul) lan için hiç bir korku yokdur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ ٦٣

Onlar îman edib takvaaya ermiş olanlardır.

– Hasan Basri Çantay

لَهُمُ ٱلۡبُشۡرَىٰ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَفِي ٱلۡأٓخِرَةِۚ لَا تَبۡدِيلَ لِكَلِمَٰتِ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٦٤

Dünyâ hayaatında da, âhiretde de onlar için müjde (ler) vardır. Allahın sözlerinde asla değişme (imkânı) yokdur. Bu, en büyük seâdetin ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

وَلَا يَحۡزُنكَ قَوۡلُهُمۡۘ إِنَّ ٱلۡعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًاۚ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ ٦٥

(Habîbim) onların (müşriklerin) lâkırdıları seni tasaya düşürmesin. Çünkü bütün izzet ve galebe Allahındır. O, (hepsini) hakkıyle işidici, kemâliyle bilicidir.

– Hasan Basri Çantay

أَلَآ إِنَّ لِلَّهِ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَمَا يَتَّبِعُ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ شُرَكَآءَۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنۡ هُمۡ إِلَّا يَخۡرُصُونَ ٦٦

Haberiniz olsun ki göklerde kim var, yerde kim varsa (hepsi) şübhesiz Allahındır. Allahdan başkasına tapanlar dahi (hakıykatde) Allaha katdıkları ortaklara tâbi olmuyorlar. Onlar (kuru) zandan başkasına uymuyorlar ve onlar ancak yalandan başkasını söylemiyorlar.

– Hasan Basri Çantay

هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِتَسۡكُنُواْ فِيهِ وَٱلنَّهَارَ مُبۡصِرًاۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ ٦٧

O, geceyi — içinde sükûn ve istirahat etmeniz için — (karanlık), gündüzü ise (çalışıp kazanmanız için) zıyâdâr olarak yaratandır. Şübhe yok ki bunda kulak verecek bir kavm için ibretler vardır.

– Hasan Basri Çantay

قَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدٗاۗ سُبۡحَٰنَهُۥۖ هُوَ ٱلۡغَنِيُّۖ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ إِنۡ عِندَكُم مِّن سُلۡطَٰنِۭ بِهَٰذَآۚ أَتَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ ٦٨

Dediler ki: «Allah kendine evlâd edindi». Haaşâ, Allah bundan münezzehdir, O, müstağnidir. Göklerde ne varsa, yerde ne varsa (hepsi) Onundur. Nezdinizde buna (o iddianıza) âid hiç bir delîl de yokdur. Siz Allaha karşı bilmeyeceğiniz (ilim ile isbat edemeyeceğiniz) bir şey'i mi söylüyorsunuz?

– Hasan Basri Çantay

قُلۡ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ لَا يُفۡلِحُونَ ٦٩

De ki: «Allaha karşı yalan uyduranlar hiç şübhesiz felah bulmayacaklardır».

– Hasan Basri Çantay

مَتَٰعٞ فِي ٱلدُّنۡيَا ثُمَّ إِلَيۡنَا مَرۡجِعُهُمۡ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ ٱلۡعَذَابَ ٱلشَّدِيدَ بِمَا كَانُواْ يَكۡفُرُونَ ٧٠

(Onların bu yalanları kendilerine belki) dünyâda (cüz'î) bir fâide (sağlayabilir). En son dönüşleri ise ancak bizedir. (Bundan) sonra da küfr (-ü inkâr) da ısraar etmekde olduklarına mukaabil onlara çetin azabı (mızı) tatdıracağız.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu