بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلْمُنتَهَىٰ ﴿٤٢

Muhakkak ki en son varış, Rabbınadır.

— İbni Kesir

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَىٰ ﴿٤٣

Gerçekten O'dur güldüren de, ağlatan da.

— İbni Kesir

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحْيَا ﴿٤٤

Gerçekten O'dur öldüren de, dirilten de.

— İbni Kesir

وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰ ﴿٤٥

Doğrusu O yarattı iki çifti; erkeği de, dişiyi de.

— İbni Kesir

مِن نُّطْفَةٍ إِذَا تُمْنَىٰ ﴿٤٦

Atıldığında meniden.

— İbni Kesir

وَأَنَّ عَلَيْهِ ٱلنَّشْأَةَ ٱلْأُخْرَىٰ ﴿٤٧

Muhakkak tekrar diriltmek de O'na aittir.

— İbni Kesir

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغْنَىٰ وَأَقْنَىٰ ﴿٤٨

Doğrusu muhtaç olmaktan kurtaran da O'dur, sermaye sahibi kılan da.

— İbni Kesir

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعْرَىٰ ﴿٤٩

Doğrusu O'dur Şi'ra yıldızının Rabbı.

— İbni Kesir

وَأَنَّهُۥٓ أَهْلَكَ عَادًا ٱلْأُولَىٰ ﴿٥٠

Ve gerçekten O helak etti evvelki Ad'ı.

— İbni Kesir

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبْقَىٰ ﴿٥١

Semud'u da. Geri bırakmadan.

— İbni Kesir

وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُۖ إِنَّهُمْ كَانُواْ هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَىٰ ﴿٥٢

Daha önce de Nuh kavmini. Çünkü onlar gerçekten çok zalim ve pek azgın idiler.

— İbni Kesir

AYARLAR