بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلْمُنتَهَىٰ ﴿٤٢

Şübhesiz ki en son gidiş ancak Rabbinedir.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَىٰ ﴿٤٣

Hakıykat şu: Güldüren de, ağlatan da Odur.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحْيَا ﴿٤٤

Hakıykat şu: (Dünyâda) öldüren de, (âhiretde) dirilten de Odur.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰ ﴿٤٥

(45-46) Hakıykaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti o yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

مِن نُّطْفَةٍ إِذَا تُمْنَىٰ ﴿٤٦

(45-46) Hakıykaten meniden, (rahme) döküldüğü zaman, erkek ve dişi iki çifti o yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّ عَلَيْهِ ٱلنَّشْأَةَ ٱلْأُخْرَىٰ ﴿٤٧

Şübhesiz ki (ölümden sonra) tekrar diriltmek de Ona âiddir.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغْنَىٰ وَأَقْنَىٰ ﴿٤٨

Hakıykat şu (İnsanları) başkalarına muhtâc olmakdan o kurtardı ve O, sermâye saahibi kıldı.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعْرَىٰ ﴿٤٩

Hakıykat şu: «Şi'râ» yıldızının Rabbi de O.

— Hasan Basri Çantay

وَأَنَّهُۥٓ أَهْلَكَ عَادًا ٱلْأُولَىٰ ﴿٥٠

Hakıykat şu: Evvelki Aadi O helak etdi,

— Hasan Basri Çantay

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبْقَىٰ ﴿٥١

Semuudu da. Öyle ki (onlardan hiçbirini) bırakmadı.

— Hasan Basri Çantay

وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُۖ إِنَّهُمْ كَانُواْ هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَىٰ ﴿٥٢

Daha evvel Nuuh kavmini de (O helak etdi) çünkü bunlar çok zaalim ve çok azgın (insan) ların ta kendileri idi.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR