051 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَقۡبَلَتِ ٱمۡرَأَتُهُۥ فِي صَرَّةٖ فَصَكَّتۡ وَجۡهَهَا وَقَالَتۡ عَجُوزٌ عَقِيمٞ ٢٩

Bunun üzerine hatunu bir çığlık içinde döndü de elini yüzüne çarptı ve “akīm bir kocakarı!” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡعَلِيمُ ٣٠

Dediler: “Öyle, Rabbin buyurdu, şüphesiz Alîm O, Hakîm O”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

۞ قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ ٣١

İbrâhim “o hâlde asıl me’mûriyetiniz nedir ey mürselûn?” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ ٣٢

“Biz” dediler, “mücrim bir kavme gönderildik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لِنُرۡسِلَ عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن طِينٖ ٣٣

Üzerlerine çamurdan taşlar salmak için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ لِلۡمُسۡرِفِينَ ٣٤

Rabbinin nezdinde damgalanmışlar müsrifler için”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَخۡرَجۡنَا مَن كَانَ فِيهَا مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٣٥

Bi’n-netice orada bulunan mü’minleri çıkardık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَمَا وَجَدۡنَا فِيهَا غَيۡرَ بَيۡتٖ مِّنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ ٣٦

Fakat bir hâneden başka orada müslüman da bulmadık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَتَرَكۡنَا فِيهَآ ءَايَةٗ لِّلَّذِينَ يَخَافُونَ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ ٣٧

Ve öyle elîm azabdan korkacaklar için orada bir âyet bıraktık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَفِي مُوسَىٰٓ إِذۡ أَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٖ ٣٨

Bir de Mûsâ’da ki onu bir sultân-ı mübîn ile Firavun’a gönderdik de

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَتَوَلَّىٰ بِرُكۡنِهِۦ وَقَالَ سَٰحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٞ ٣٩

o bütün kuvvetiyle tersine gitti: “sâhir veya mecnun” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu