036 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَهُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ وَمَشَارِبُۚ أَفَلَا يَشۡكُرُونَ ٧٣

Onlarda daha bir çok menfaatleri ve türlü içecekleri (sütler) var. Hâlâ şükretmiyecekler mi?

– Ali Fikri Yavuz

وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ ءَالِهَةٗ لَّعَلَّهُمۡ يُنصَرُونَ ٧٤

Onlar, tuttular Allah’dan başka bir takım ilâhlar (putlar) edindiler; umuyorlar ki, (putlar tarafından) yardım olunacaklar.

– Ali Fikri Yavuz

لَا يَسۡتَطِيعُونَ نَصۡرَهُمۡ وَهُمۡ لَهُمۡ جُندٞ مُّحۡضَرُونَ ٧٥

Putların kendilerine yardıma güçleri yetmez. Onlar ise putlara karşı itaata hazır askerlerdir.

– Ali Fikri Yavuz

فَلَا يَحۡزُنكَ قَوۡلُهُمۡۘ إِنَّا نَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَ ٧٦

O halde (Ey Rasûlüm), o kâfirlerin sözü, (tekzibi) seni mahzun etmesin. Biz, onların (içlerinde) gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.

– Ali Fikri Yavuz

أَوَلَمۡ يَرَ ٱلۡإِنسَٰنُ أَنَّا خَلَقۡنَٰهُ مِن نُّطۡفَةٖ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٞ مُّبِينٞ ٧٧

O (inkârcı) insan görmedi mi: Biz onu bir nutfeden yarattık. Şimdi de aşikâr bir mücadeleci kesiliverdi.

– Ali Fikri Yavuz

وَضَرَبَ لَنَا مَثَلٗا وَنَسِيَ خَلۡقَهُۥۖ قَالَ مَن يُحۡيِ ٱلۡعِظَٰمَ وَهِيَ رَمِيمٞ ٧٨

(Nutfeden) yaratılışını unutarak bize bir de misal getirdi: “- Bu kemikleri kim diriltir, onlar çürüyüp dağılmışken?” dedi.

– Ali Fikri Yavuz

قُلۡ يُحۡيِيهَا ٱلَّذِيٓ أَنشَأَهَآ أَوَّلَ مَرَّةٖۖ وَهُوَ بِكُلِّ خَلۡقٍ عَلِيمٌ ٧٩

(Ey Rasûlüm), de ki: “-Onları ilk defa yaratan diriltir ve O, her yaratılanı tamamiyle bilir.”

– Ali Fikri Yavuz

ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُم مِّنَ ٱلشَّجَرِ ٱلۡأَخۡضَرِ نَارٗا فَإِذَآ أَنتُم مِّنۡهُ تُوقِدُونَ ٨٠

O (Allah) ki, size yeşil ağaçtan bir ateş yaptı da şimdi siz ondan yakıb duruyorsunuz.

– Ali Fikri Yavuz

أَوَلَيۡسَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يَخۡلُقَ مِثۡلَهُمۚ بَلَىٰ وَهُوَ ٱلۡخَلَّٰقُ ٱلۡعَلِيمُ ٨١

Gökleri ve yeri yaratan (Allah) onlar gibisini yaratmağa gücü yetmez mi? Elbette buna gücü yeter. O, her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّمَآ أَمۡرُهُۥٓ إِذَآ أَرَادَ شَيۡـًٔا أَن يَقُولَ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ ٨٢

Allah’ın şanı, bir şeyin olmasını dilediği zaman, ona sadece “ol” demektir; o oluverir.

– Ali Fikri Yavuz

فَسُبۡحَٰنَ ٱلَّذِي بِيَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيۡءٖ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ ٨٣

O halde her şeyin mülkiyet ve tasarrufu kudret elinde olan Allah ne yücedir!... (Öldükten sonra hep) O’na döndürülüb götürüleceksiniz.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu