036 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالُواْ مَآ أَنتُمۡ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا وَمَآ أَنزَلَ ٱلرَّحۡمَٰنُ مِن شَيۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا تَكۡذِبُونَ ١٥

“Siz” dediler, “bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz, hem Rahmân hiçbir şey indirmedi, siz sırf yalan söylüyorsunuz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kentliler dediler ki; «siz de bizim gibi insansınız. Rahman'da bir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.»

– Seyyid Kutub

Onlar şöyle dediler: "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."

– Diyanet İşleri

قَالُواْ رَبُّنَا يَعۡلَمُ إِنَّآ إِلَيۡكُمۡ لَمُرۡسَلُونَ ١٦

Dediler: “Rabbimiz bilir, inanın biz gerçek size gönderilmiş resulleriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Elçiler dediler ki; «Rabb'imiz bilir ki, biz size gönderilmiş elçileriz.»

– Seyyid Kutub

(Elçiler ise) şöyle dediler: "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."

– Diyanet İşleri

وَمَا عَلَيۡنَآ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ ١٧

Açık bir tebliğden ötesi ise bizim üstümüze değil”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bizim üzerimize düşen, yalnızca açıkça duyurmaktır.

– Seyyid Kutub

"Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir."

– Diyanet İşleri

قَالُوٓاْ إِنَّا تَطَيَّرۡنَا بِكُمۡۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهُواْ لَنَرۡجُمَنَّكُمۡ وَلَيَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٞ ١٨

“Doğrusu” dediler, “biz sizinle teşe’’üm ettik, yemin ederiz ki vazgeçmezseniz sizi hiç tınmadan recmederiz ve her hâlde size bizden pek acıklı bir azab dokunur”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kentliler dediler ki; «doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azab dokunur.»

– Seyyid Kutub

Dediler ki: "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."

– Diyanet İşleri

قَالُواْ طَٰٓئِرُكُم مَّعَكُمۡ أَئِن ذُكِّرۡتُمۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٞ مُّسۡرِفُونَ ١٩

Dediler: “Sizin şûm kuşunuz beraberinizde ya... Nasihat edilirseniz öyle mi? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Elçiler dediler ki; «uğursuzluk kendinizdendir. Bu uğursuzluk size öğüt verildiği için mi oldu? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz.»

– Seyyid Kutub

Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler.

– Diyanet İşleri

وَجَآءَ مِنۡ أَقۡصَا ٱلۡمَدِينَةِ رَجُلٞ يَسۡعَىٰ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُواْ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٢٠

O esnada şehrin tâ ucundan bir er koşarak geldi, “ey hemşehrilerim” dedi, “uyun o gönderilen resullere.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: «Ey kavmim, elçilere uyun» dedi.

– Seyyid Kutub

Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."

– Diyanet İşleri

ٱتَّبِعُواْ مَن لَّا يَسۡـَٔلُكُمۡ أَجۡرٗا وَهُم مُّهۡتَدُونَ ٢١

Uyun sizden bir ecir istemeyen o zatlara ki onlar hidâyete ermişlerdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.

– Seyyid Kutub

"Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."

– Diyanet İşleri

وَمَالِيَ لَآ أَعۡبُدُ ٱلَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ ٢٢

Hem neyime kulluk etmeyeyim ben, o beni yaratana? Hep de döndürülüp O’na götürüleceksiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ben niçin beni yaratana kulluk etmeyeyim? Sizde O'na döndürüleceksiniz.

– Seyyid Kutub

"Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz."

– Diyanet İşleri

ءَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةً إِن يُرِدۡنِ ٱلرَّحۡمَٰنُ بِضُرّٖ لَّا تُغۡنِ عَنِّي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَا يُنقِذُونِ ٢٣

Hiç ben O’ndan başka mâbudlar mı tutarım? Eğer O Rahmân bana bir keder irade buyurursa onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve beni kurtaramazlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu bırakıp da tanrılar edinir miyim? Eğer rahman olan Allah bana bir zarar vermek isterse, o tanrıların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve onlar beni kurtaramazlar.

– Seyyid Kutub

"Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."

– Diyanet İşleri

إِنِّيٓ إِذٗا لَّفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ ٢٤

Şüphesiz ben o vakit açık bir dalâl içindeyim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O takdirde apaçık bir sapıklık içinde olurum.

– Seyyid Kutub

ᅠ"O takdirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."

– Diyanet İşleri

إِنِّيٓ ءَامَنتُ بِرَبِّكُمۡ فَٱسۡمَعُونِ ٢٥

Haberiniz olsun ki ben Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ben Rabb'inize inandım, beni dinleyin.

– Seyyid Kutub

"Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!"

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu