056 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ ٦٧

daha doğrusu büsbütün mahrûmuz!”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Daha doğrusu her şeyimizi kaybettik.

– Seyyid Kutub

"Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!"

– Diyanet İşleri

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلۡمَآءَ ٱلَّذِي تَشۡرَبُونَ ٦٨

Şimdi gördünüz mü o içtiğiniz suyu?

– Elmalılı Hamdi Yazır

İçtiğiniz suyu görüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

İçtiğiniz suya ne dersiniz?!

– Diyanet İşleri

ءَأَنتُمۡ أَنزَلۡتُمُوهُ مِنَ ٱلۡمُزۡنِ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡمُنزِلُونَ ٦٩

Siz mi indiriyorsunuz onu buluttan, yoksa Biz miyiz indiren?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onu siz mi buluttan yere indiriyorsunuz, yoksa onu indiren biz miyiz?

– Seyyid Kutub

Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?

– Diyanet İşleri

لَوۡ نَشَآءُ جَعَلۡنَٰهُ أُجَاجٗا فَلَوۡلَا تَشۡكُرُونَ ٧٠

Dilersek onu acı bir çorak ediverirdik, o hâlde şükretseniz a!.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer isteseydik onu acı yapardık. Şükretsenize!

– Seyyid Kutub

Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!..

– Diyanet İşleri

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلنَّارَ ٱلَّتِي تُورُونَ ٧١

Bir de gördünüz mü o çaktığınız ateşi

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tutuşturduğunuz ateşi görüyor musunuz?

– Seyyid Kutub

Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?!

– Diyanet İşleri

ءَأَنتُمۡ أَنشَأۡتُمۡ شَجَرَتَهَآ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡمُنشِـُٔونَ ٧٢

Siz mi inşâ ettiniz onun ağacını, yoksa Biz miyiz inşâ eden?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onun ağacını siz mi yaratıyorsunuz, yoksa onu yaratan biz miyiz?

– Seyyid Kutub

Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?

– Diyanet İşleri

نَحۡنُ جَعَلۡنَٰهَا تَذۡكِرَةٗ وَمَتَٰعٗا لِّلۡمُقۡوِينَ ٧٣

Biz onu hem bir muhtıra kıldık hem de bir istifade: Alandaki muhtaçlar için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz onu hem düşündürücü, ibret verici bir uyarıcı, hem de ihtiyacı olanlar için bir yararlanma kaynağı olarak yarattık.

– Seyyid Kutub

Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık.

– Diyanet İşleri

فَسَبِّحۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلۡعَظِيمِ ٧٤

O hâlde tesbih et Rabbine azîm ismiyle.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse yüce Rabbinin adını noksanlıklardan tenzih et.

– Seyyid Kutub

O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).

– Diyanet İşleri

۞ فَلَآ أُقۡسِمُ بِمَوَٰقِعِ ٱلنُّجُومِ ٧٥

Artık yok, o nücûmun mevkilerine kasem ederim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yıldızların yörüngeleri üzerine yemin ederim ki;

– Seyyid Kutub

Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-

– Diyanet İşleri

وَإِنَّهُۥ لَقَسَمٞ لَّوۡ تَعۡلَمُونَ عَظِيمٌ ٧٦

Ve fi’l-hakīka o bilseniz çok büyük bir kasemdir

– Elmalılı Hamdi Yazır

Keşke bilseniz bu ne büyük bir yemindir

– Seyyid Kutub

Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ لَقُرۡءَانٞ كَرِيمٞ ٧٧

ki hakikaten o bir Kur’ân-ı Kerîm’dir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu kitap, yüce Kur'an'dır.

– Seyyid Kutub

O, elbette değerli bir Kur'an'dır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu