بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ءَأَنتُمۡ تَزۡرَعُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلزَّٰرِعُونَ ٦٤

Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَٰهُ حُطَٰمٗا فَظَلۡتُمۡ تَفَكَّهُونَ ٦٥

Dilesek onları elbette bir çöpe çevirirdik de ağzınızda şöyle geveler dururdunuz:

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّا لَمُغۡرَمُونَ ٦٦

«Muhakkak biz çok ziyandayız.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ ٦٧

doğrusu büsbütün mahrum olduk!»

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلۡمَآءَ ٱلَّذِي تَشۡرَبُونَ ٦٨

şimdi gördünüz mü o içtiğiniz suyu?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَأَنتُمۡ أَنزَلۡتُمُوهُ مِنَ ٱلۡمُزۡنِ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡمُنزِلُونَ ٦٩

Buluttan onu siz mi indiriyordunuz. yoksa Biz miyiz indiren?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَوۡ نَشَآءُ جَعَلۡنَٰهُ أُجَاجٗا فَلَوۡلَا تَشۡكُرُونَ ٧٠

Dileseydik onu acı bir çorak yapardık. O halde şükretseniz ya!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلنَّارَ ٱلَّتِي تُورُونَ ٧١

Bir de o çaktığınız ateşi gördünüz mü?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ءَأَنتُمۡ أَنشَأۡتُمۡ شَجَرَتَهَآ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡمُنشِـُٔونَ ٧٢

Onun ağacını siz mi inşa ettiniz, yoksa Biz miyiz inşa eden?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

نَحۡنُ جَعَلۡنَٰهَا تَذۡكِرَةٗ وَمَتَٰعٗا لِّلۡمُقۡوِينَ ٧٣

Biz onu hem bir ihtar, hem de alandaki muhtaçlara (çöl yolcularına) faydalı kıldık;

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَسَبِّحۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلۡعَظِيمِ ٧٤

O halde Rabbini o büyük adıyla tesbih et!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00