بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فِي سِدۡرٖ مَّخۡضُودٖ ٢٨

(27-28) Ashâb-ı Yemîn ise, nedir Ashâb-ı Yemîn? Dikensiz kiraz ağaçları (altında)dırlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَطَلۡحٖ مَّنضُودٖ ٢٩

Ve meyveleri kat kat olmuş muz ağaçları (altında)dırlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَظِلّٖ مَّمۡدُودٖ ٣٠

Ve yayılmış gölgededirler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَآءٖ مَّسۡكُوبٖ ٣١

(31-32) Ve çağlayıp akar bir su (başında)dırlar. Ve pek çok meyveli bir yerdedirler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَفَٰكِهَةٖ كَثِيرَةٖ ٣٢

(31-32) Ve çağlayıp akar bir su (başında)dırlar. Ve pek çok meyveli bir yerdedirler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَّا مَقۡطُوعَةٖ وَلَا مَمۡنُوعَةٖ ٣٣

Ne kesilmiş ve ne de men edilmiş(olan meyveler arasında).

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَفُرُشٖ مَّرۡفُوعَةٍ ٣٤

(34-35) Ve yükseltilmiş yataklardadırlar. Şüphe yok ki, Biz onları bir yaradılış ile yarattık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّآ أَنشَأۡنَٰهُنَّ إِنشَآءٗ ٣٥

(34-35) Ve yükseltilmiş yataklardadırlar. Şüphe yok ki, Biz onları bir yaradılış ile yarattık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَجَعَلۡنَٰهُنَّ أَبۡكَارًا ٣٦

(36-37) İşte onları bakireler kıldık. Kocalarına düşkün, hep bir yaşıt yaptık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

عُرُبًا أَتۡرَابٗا ٣٧

(36-37) İşte onları bakireler kıldık. Kocalarına düşkün, hep bir yaşıt yaptık.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لِّأَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ ٣٨

(38-40) Ashâb-ı yemin için (böyle inşa edilmişlerdir). (O Ashâb-ı Yemîn) Evvelkilerden bir cemaattir. Ve sonrakilerden bir cemaattir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00