081 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلۡجَوَارِ ٱلۡكُنَّسِ ١٦

Akıp saklanıveren (seyyare)lere.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلَّيۡلِ إِذَا عَسۡعَسَ ١٧

Ve yöneldiği zaman geceye.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلصُّبۡحِ إِذَا تَنَفَّسَ ١٨

Ve açılmaya başladığı zaman gündüze.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ ١٩

Şüphe yok ki O, muhakkak bir kerîm elçinin (getirdiği) kelâmdır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي ٱلۡعَرۡشِ مَكِينٖ ٢٠

Büyük bir kuvvet sahibidir, arş'ın sahibi nezdinde âlî bir makama nâildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مُّطَاعٖ ثَمَّ أَمِينٖ ٢١

(21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجۡنُونٖ ٢٢

(21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَقَدۡ رَءَاهُ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡمُبِينِ ٢٣

(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا هُوَ عَلَى ٱلۡغَيۡبِ بِضَنِينٖ ٢٤

(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٖ ٢٥

(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَيۡنَ تَذۡهَبُونَ ٢٦

Artık nereye gidiyorsunuz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu