بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَتَوَلَّىٰ فِرۡعَوۡنُ فَجَمَعَ كَيۡدَهُۥ ثُمَّ أَتَىٰ ٦٠

Artık Fir'avun dönüp gitti, bütün hilesini topladı, sonra geliverdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ لَهُم مُّوسَىٰ وَيۡلَكُمۡ لَا تَفۡتَرُواْ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا فَيُسۡحِتَكُم بِعَذَابٖۖ وَقَدۡ خَابَ مَنِ ٱفۡتَرَىٰ ٦١

Musa onlara (sihirbazlara) dedi ki: «Yazıklar olsun sizlere! Allah'a karşı yalan yere iftirada bulunmayın, sonra sizi azab ile helâk eder ve muhakkak ki, iftira eden hüsrâna uğramıştır.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَتَنَٰزَعُوٓاْ أَمۡرَهُم بَيۡنَهُمۡ وَأَسَرُّواْ ٱلنَّجۡوَىٰ ٦٢

Artık (sahirler) aralarında işlerine dair münakaşada bulundular ve gizlice konuştular.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُوٓاْ إِنۡ هَٰذَٰنِ لَسَٰحِرَٰنِ يُرِيدَانِ أَن يُخۡرِجَاكُم مِّنۡ أَرۡضِكُم بِسِحۡرِهِمَا وَيَذۡهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ ٱلۡمُثۡلَىٰ ٦٣

Dediler ki: «Bunlar herhalde iki sihirbaz istiyorlar ki, sizi sihirleriyle yurdunuzdan çıkarıversinler ve sizin en faziletli olan dininizi gidersinler.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَجۡمِعُواْ كَيۡدَكُمۡ ثُمَّ ٱئۡتُواْ صَفّٗاۚ وَقَدۡ أَفۡلَحَ ٱلۡيَوۡمَ مَنِ ٱسۡتَعۡلَىٰ ٦٤

«Artık bütün çarelerinizi toplayınız, sonra saf halinde geliniz. Şüphesiz ki, bugün galebe eden, felâh bulmuş olacaktır.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُواْ يَٰمُوسَىٰٓ إِمَّآ أَن تُلۡقِيَ وَإِمَّآ أَن نَّكُونَ أَوَّلَ مَنۡ أَلۡقَىٰ ٦٥

Dediler ki: «Ey Mûsa! Ya sen atıver, veyahut ilk atan biz olalım.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ بَلۡ أَلۡقُواْۖ فَإِذَا حِبَالُهُمۡ وَعِصِيُّهُمۡ يُخَيَّلُ إِلَيۡهِ مِن سِحۡرِهِمۡ أَنَّهَا تَسۡعَىٰ ٦٦

Dedi ki: «Hayır siz atınız. Hemen onların ipleri ve sopaları sihirlerinden dolayı koşuyormuş gibi ona tehayyül olunur oldu.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَوۡجَسَ فِي نَفۡسِهِۦ خِيفَةٗ مُّوسَىٰ ٦٧

Mûsa içerisinde hemen bir korku hisseder oldu.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُلۡنَا لَا تَخَفۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡأَعۡلَىٰ ٦٨

Dedik ki: «Korkma. Şüphe yok, üstün olan sensin, sen.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَأَلۡقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلۡقَفۡ مَا صَنَعُوٓاْۖ إِنَّمَا صَنَعُواْ كَيۡدُ سَٰحِرٖۖ وَلَا يُفۡلِحُ ٱلسَّاحِرُ حَيۡثُ أَتَىٰ ٦٩

«Ve elinde olanı bırakıver. Onların yaptıklarını yutuverir. Şüphe yok ki, onlar ne yaptılar ise bir sahir hilesinden ibarettir. Sahir ise her nerede olsa felâha eremez.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأُلۡقِيَ ٱلسَّحَرَةُ سُجَّدٗا قَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِرَبِّ هَٰرُونَ وَمُوسَىٰ ٧٠

Nihâyet sahirler, secde eder oldukları halde (yerlere) atıldılar. «Harun ile Mûsa'nın Rabbine imân ettik,» dediler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00