020 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلَنَأۡتِيَنَّكَ بِسِحۡرٖ مِّثۡلِهِۦ فَٱجۡعَلۡ بَيۡنَنَا وَبَيۡنَكَ مَوۡعِدٗا لَّا نُخۡلِفُهُۥ نَحۡنُ وَلَآ أَنتَ مَكَانٗا سُوٗى ٥٨

O hâlde bilmiş ol ki biz de onun gibi bir sihir sana yapacağız, şimdi sen, seninle aramızda bir mîʿâd tâyin et ki ne senin ne bizim hulf etmeyeceğimiz denk bir mahal olsun”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz de seninki gibi bir büyü ile karşına çıkacağız. Seninle buluşacağımız bir zaman belirle. Bu randevudan sen de bizde caymayalım. Buluşma yerimiz açık bir düzlük olsun.

– Seyyid Kutub

"Biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle."

– Diyanet İşleri

قَالَ مَوۡعِدُكُمۡ يَوۡمُ ٱلزِّينَةِ وَأَن يُحۡشَرَ ٱلنَّاسُ ضُحٗى ٥٩

“Size mîʿâd” dedi, “ziynet günü ve nâsın toplanacağı kuşluk vakti”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa «Sizinle buluşmamız süslenme gününüzde, halkın toplandığı kuşluk vakti olsun» dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "Buluşma vaktimiz, bayram günü, insanların toplandığı kuşluk vaktidir" dedi.

– Diyanet İşleri

فَتَوَلَّىٰ فِرۡعَوۡنُ فَجَمَعَ كَيۡدَهُۥ ثُمَّ أَتَىٰ ٦٠

Bunun üzerine Firavun tedbîre girişti, bütün hîlesini derdi topladı da sonra geldi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Firavun dönüp gitti, hilelerini hazırladıktan sonra randevu yerine geldi.

– Seyyid Kutub

Bunun üzerine Firavun ayrılıp, hilesini kuracak sihirbazlarını topladı, sonra geldi.

– Diyanet İşleri

قَالَ لَهُم مُّوسَىٰ وَيۡلَكُمۡ لَا تَفۡتَرُواْ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا فَيُسۡحِتَكُم بِعَذَابٖۖ وَقَدۡ خَابَ مَنِ ٱفۡتَرَىٰ ٦١

Mûsâ onlara “veyl sizlere” dedi, “Allah’a yalanı iftira etmeyin, sonra bir azab ile kökünüzü keser”; fi’l-hakīka iftira eden hâib oldu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa onlara dedi ki; «Vay gele başınıza! Allah adına yalan uydurmayınız. Yoksa sizi bir azaba çarptırarak kökünüzü kurutur. Allah'a iftira atan gerçekten aldanmıştır.»

– Seyyid Kutub

Mûsâ onlara şöyle dedi: "Yazıklar olsun size! Allaha karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azap ile yok eder. Allah'a karşı yalan uyduran mutlaka hüsrana uğramıştır."

– Diyanet İşleri

فَتَنَٰزَعُوٓاْ أَمۡرَهُم بَيۡنَهُمۡ وَأَسَرُّواْ ٱلنَّجۡوَىٰ ٦٢

Şöyle ki, aralarında işlerine kavraştılar ve gizli fısıldaştılar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine büyücüler aralarında gizlice fısıldaşarak durumlarını tartıştılar.

– Seyyid Kutub

Sihirbazlar, işlerini kendi aralarında tartıştılar ve gizli gizli konuştular.

– Diyanet İşleri

قَالُوٓاْ إِنۡ هَٰذَٰنِ لَسَٰحِرَٰنِ يُرِيدَانِ أَن يُخۡرِجَاكُم مِّنۡ أَرۡضِكُم بِسِحۡرِهِمَا وَيَذۡهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ ٱلۡمُثۡلَىٰ ٦٣

“Her hâlde” dediler, “bunlar iki sihirbaz, sizi yerinizden çıkarmak ve numûne-i imtisal olan tarîkatınızı gidermek istiyorlar,

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve dediler ki; «Bu iki adam büyücüdür, sizleri büyüleyerek yurdunuzdan çıkarmak, sizin örnek dininizi ortadan kaldırmak istiyorlar.»

– Seyyid Kutub

Şöyle dediler: "Şüphesiz bu ikisi, sihirleri ile sizi yurdunuzdan çıkarmak ve en üstün olan dininizi ortadan kaldırmak isteyen birer sihirbazdırlar."

– Diyanet İşleri

فَأَجۡمِعُواْ كَيۡدَكُمۡ ثُمَّ ٱئۡتُواْ صَفّٗاۚ وَقَدۡ أَفۡلَحَ ٱلۡيَوۡمَ مَنِ ٱسۡتَعۡلَىٰ ٦٤

siz de bütün hîlenize ittifak edin, sonra da saf hâlinde gelin, bugün üstün gelen, muhakkak felâhı buldu”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bütün hilelerinizi biraraya getiriniz, sonra sıra halinde buluşma yerine geliniz. Bugün üstün gelen başarıya ermiştir.

– Seyyid Kutub

"Öyleyse, hilelerinizi toplayın (birbirinize destek olun) sonra sıra halinde gelin. Bu gün üstün gelen muhakkak başarıya ulaşmıştır."

– Diyanet İşleri

قَالُواْ يَٰمُوسَىٰٓ إِمَّآ أَن تُلۡقِيَ وَإِمَّآ أَن نَّكُونَ أَوَّلَ مَنۡ أَلۡقَىٰ ٦٥

“Yâ Mûsâ!” dediler, “ya at, yahut ilk atan biz olalım”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Büyücüler «Ey Musa, ya sen önce hünerini göster ya da önce biz hünerimizi ortaya koyalım» dediler.

– Seyyid Kutub

Sihirbazlar: "Ey Mûsâ! Ya önce atmayı tercih edersin, ya da ilk atan biz oluruz" dediler.

– Diyanet İşleri

قَالَ بَلۡ أَلۡقُواْۖ فَإِذَا حِبَالُهُمۡ وَعِصِيُّهُمۡ يُخَيَّلُ إِلَيۡهِ مِن سِحۡرِهِمۡ أَنَّهَا تَسۡعَىٰ ٦٦

“Haydin siz atın” dedi. Ne baksın, onların ipleri ve sopaları sihirlerinden ona öyle tahyil olunuyor ki cidden bunlar koşuyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O da: “Hayır siz koyun” dedi. Bir de ne görsün ipleri ve değnekleri büyüleri yüzünden kendisine gerçekten yürüyorlarmış gibi geldi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ: "Yok, (önce) siz atın" dedi. Bir de ne görsün, onların ipleri ve değnekleri yaptıkları sihirden dolayı kendisine hızla sürünür gibi görünüyor.

– Diyanet İşleri

فَأَوۡجَسَ فِي نَفۡسِهِۦ خِيفَةٗ مُّوسَىٰ ٦٧

Birdenbire Mûsâ içinde bir nevi korku duydu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Musa'nın içine korku düştü.

– Seyyid Kutub

Bunun üzerine Mûsâ içinde bir korku hissetti.

– Diyanet İşleri

قُلۡنَا لَا تَخَفۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡأَعۡلَىٰ ٦٨

“Korkma” dedik, “çünkü sensin üstün, sen.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah ona dedi ki; «Korkma, üstün gelecek olan sensin.»

– Seyyid Kutub

Şöyle dedik: "Korkma (ey Mûsâ!). Çünkü, sensin en üstün olan."

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu