020 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّؤُاْ عَلَيۡهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَـَٔارِبُ أُخۡرَىٰ ١٨

“O” dedi, “asâm, üzerine dayanırım ve onunla davarlarıma yaprak çırparım. Benim onda daha diğer hâcetlerim de vardır”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa dedi ki; «O benim değneğimdir. Ona dayanırım. Onunla koyunlarıma yaprak silkerim. Bunlar dışında daha birçok işime de yarar o.»

– Seyyid Kutub

Mûsâ dedi ki: "O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Onunla başka işlerimi de görürüm."

– Diyanet İşleri

قَالَ أَلۡقِهَا يَٰمُوسَىٰ ١٩

Buyurdu ki: “Bırak onu yâ Mûsâ!”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah «onu yere at!» dedi.

– Seyyid Kutub

Allah, "Onu yere at ey Mûsâ!" dedi.

– Diyanet İşleri

فَأَلۡقَىٰهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٞ تَسۡعَىٰ ٢٠

Bıraktı, ne baksın o bir yılan olmuş koşuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa değneği yere atıverdi. Birde ne görsün! Ansızın sürünen bir yılan oluvermiş!

– Seyyid Kutub

Mûsâ da onu attı. Bir de ne görsün o, hızla akan bir yılan olmuş!

– Diyanet İşleri

قَالَ خُذۡهَا وَلَا تَخَفۡۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا ٱلۡأُولَىٰ ٢١

“Tut onu” buyurdu, “ve korkma, Biz onu evvelki sîretine iade edeceğiz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah dedi ki; «Al onu yerden, korkma, biz onu eski haline dönüştüreceğiz»

– Seyyid Kutub

Allah şöyle dedi: "Tut onu. Korkma! Biz onu yine eski durumuna döndüreceğiz."

– Diyanet İşleri

وَٱضۡمُمۡ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخۡرُجۡ بَيۡضَآءَ مِنۡ غَيۡرِ سُوٓءٍ ءَايَةً أُخۡرَىٰ ٢٢

Bir de elini koynuna sok, çıksın bembeyaz bir âfetsiz diğer bir âyet olarak

– Elmalılı Hamdi Yazır

Elini yenine sok da hiçbir organik bozukluk sonucu olmaksızın bir başka mucize olarak ak bir parıltı ile geri çıksın.

– Seyyid Kutub

"Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir halde çıksın."

– Diyanet İşleri

لِنُرِيَكَ مِنۡ ءَايَٰتِنَا ٱلۡكُبۡرَى ٢٣

ki sana en büyük âyetlerimizden gösterelim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece sana birkaç büyük mucizemizi göstermek istedik.

– Seyyid Kutub

"Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir halde çıksın."

– Diyanet İşleri

ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ٢٤

Git Firavun’a, zira o pek azdı”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şimdi sen Firavun'a git. Çünkü o gerçekten azıttı.»

– Seyyid Kutub

"Firavun'a git, çünkü o azmıştır."

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبِّ ٱشۡرَحۡ لِي صَدۡرِي ٢٥

Dedi: “Yâ Rab! Benim göğsüme genişlik ver.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa dedi ki; «Ya Rabbi! Gönlümü genişlet.

– Seyyid Kutub

Mûsâ dedi ki: "Rabbim! Gönlüme ferahlık ver."

– Diyanet İşleri

وَيَسِّرۡ لِيٓ أَمۡرِي ٢٦

Ve bana işimi kolaylaştır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Görevimi kolaylaştır.

– Seyyid Kutub

"İşimi bana kolaylaştır."

– Diyanet İşleri

وَٱحۡلُلۡ عُقۡدَةٗ مِّن لِّسَانِي ٢٧

Ve dilimden ukdeyi çöz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dilimin düğümünü çöz.

– Seyyid Kutub

"Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar."

– Diyanet İşleri

يَفۡقَهُواْ قَوۡلِي ٢٨

Sözümü iyi anlasınlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Böylece söyleyeceklerimi anlayabilsinler.

– Seyyid Kutub

"Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar."

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu