بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

تَرَى ٱلظَّٰلِمِينَ مُشۡفِقِينَ مِمَّا كَسَبُواْ وَهُوَ وَاقِعُۢ بِهِمۡۗ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فِي رَوۡضَاتِ ٱلۡجَنَّاتِۖ لَهُم مَّا يَشَآءُونَ عِندَ رَبِّهِمۡۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَضۡلُ ٱلۡكَبِيرُ ٢٢

O zalimleri kazandıkları şeyin cezası tepelerine inerken korkudan titrerlerken göreceksin, iman edip güzel güzel işler yapanlar ise cennetlerin hoş hoş bahçelerinde olacaklardır. Rablerinin yanında onlar için her istedikleri vardır, işte bu büyük lütuf.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ذَٰلِكَ ٱلَّذِي يُبَشِّرُ ٱللَّهُ عِبَادَهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِۗ قُل لَّآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ أَجۡرًا إِلَّا ٱلۡمَوَدَّةَ فِي ٱلۡقُرۡبَىٰۗ وَمَن يَقۡتَرِفۡ حَسَنَةٗ نَّزِدۡ لَهُۥ فِيهَا حُسۡنًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ شَكُورٌ ٢٣

İşte bu müjdeyle Allah, iman edip iyi iyi işler yapan kullarını müjdeliyor. De ki: «Buna karşı sizden yakınlıkta sevgiden başka bir karşılık istemem.» Her kim çalışır da bir güzellik kazanırsa ona orada daha fazla bir güzellik veririz; çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, çokça şükrün karşılığını verendir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗاۖ فَإِن يَشَإِ ٱللَّهُ يَخۡتِمۡ عَلَىٰ قَلۡبِكَۗ وَيَمۡحُ ٱللَّهُ ٱلۡبَٰطِلَ وَيُحِقُّ ٱلۡحَقَّ بِكَلِمَٰتِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ ٢٤

Yoksa, Allah'a karşı bir yalanı mı iftira etti, diyorlar. Allah dilerse senin de kalbini üstünden mühürleyiverir. Allah batılı yok eder, sözleriyle hakkı gerçekleştirir. Şüphe yok ki O, bütün sinelerin içyüzünü bilir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَهُوَ ٱلَّذِي يَقۡبَلُ ٱلتَّوۡبَةَ عَنۡ عِبَادِهِۦ وَيَعۡفُواْ عَنِ ٱلسَّيِّـَٔاتِ وَيَعۡلَمُ مَا تَفۡعَلُونَ ٢٥

O'dur kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve bütün yaptıklarınızı bilen.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَيَسۡتَجِيبُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضۡلِهِۦۚ وَٱلۡكَٰفِرُونَ لَهُمۡ عَذَابٞ شَدِيدٞ ٢٦

İman edip iyi amel yapanların duasını kabul buyurur, lütfundan onlara fazlasını da verir, kafirlere gelince, onlara şiddetli bir azap vardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

۞ وَلَوۡ بَسَطَ ٱللَّهُ ٱلرِّزۡقَ لِعِبَادِهِۦ لَبَغَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَٰكِن يُنَزِّلُ بِقَدَرٖ مَّا يَشَآءُۚ إِنَّهُۥ بِعِبَادِهِۦ خَبِيرُۢ بَصِيرٞ ٢٧

Bununla beraber Allah kullarına bol bol rızık seriverseydi, yeryüzünde azar ve taşkınlık ederlerdi. Fakat dilediği kadar ölçü ile indiriyor. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları görendir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَهُوَ ٱلَّذِي يُنَزِّلُ ٱلۡغَيۡثَ مِنۢ بَعۡدِ مَا قَنَطُواْ وَيَنشُرُ رَحۡمَتَهُۥۚ وَهُوَ ٱلۡوَلِيُّ ٱلۡحَمِيدُ ٢٨

O'dur (insanlar) ümit kesmişlerken yağmuru indiren ve rahmetini her tarafa yayan. O, öyle dost, öyle övülmeye layık olandır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦ خَلۡقُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَثَّ فِيهِمَا مِن دَآبَّةٖۚ وَهُوَ عَلَىٰ جَمۡعِهِمۡ إِذَا يَشَآءُ قَدِيرٞ ٢٩

Göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda ürettiği her canlının üretilişi de O'nun ayetlerindendir. Ve O dilediği zaman onları toplamaya da kadirdir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَآ أَصَٰبَكُم مِّن مُّصِيبَةٖ فَبِمَا كَسَبَتۡ أَيۡدِيكُمۡ وَيَعۡفُواْ عَن كَثِيرٖ ٣٠

Başınıza ne musibet geldiyse kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir. Oysa bir çoğunu da bağışlıyor.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمَآ أَنتُم بِمُعۡجِزِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِن وَلِيّٖ وَلَا نَصِيرٖ ٣١

Hem siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve sizi Allah'tan başka kurtaracak ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı yoktur.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَمِنۡ ءَايَٰتِهِ ٱلۡجَوَارِ فِي ٱلۡبَحۡرِ كَٱلۡأَعۡلَٰمِ ٣٢

Yine O'nun ayetlerinden biri de denizde dağlar gibi akanlar (gemiler)dir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00