بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجُنُودُ إِبۡلِيسَ أَجۡمَعُونَ ٩٥

(94-95) Artık onlar (putlar) ve o azgınlar orada (ateşlere) fırlatılmışlardır. Ve şeytanın bütün orduları da (o ateşe) atılmışlardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالُواْ وَهُمۡ فِيهَا يَخۡتَصِمُونَ ٩٦

(96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah'a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

تَٱللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ ٩٧

(96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah'a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٩٨

«Çünkü biz sizi (ey putlar) Âlemlerin Rabbine müsavî tutuyorduk.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَآ أَضَلَّنَآ إِلَّا ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٩٩

«Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَمَا لَنَا مِن شَٰفِعِينَ ١٠٠

(100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٖ ١٠١

(100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَوۡ أَنَّ لَنَا كَرَّةٗ فَنَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١٠٢

«İmdi bizim için bir kere (geriye) dönüş olsa idi de artık mü'minlerden olsa idik.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٠٣

(103-104) Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. Ve şüphe yok, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٠٤

(103-104) Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. Ve şüphe yok, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

كَذَّبَتۡ قَوۡمُ نُوحٍ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٠٥

(105-108) Nûh'un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00